7 bin yıllık Palu ilçesi, ihtişamı ile yıllara meydan okuyor

Doğu Anadolu Bölgesi'nin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Elazığ'ın 7 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip Palu ilçesi, kültürel, doğal ve dini mekanlarıyla ziyaretçilerini bekliyor.

7 bin yıllık Palu ilçesi, ihtişamı ile yıllara meydan okuyor

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Elazığ’ın 7 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip Palu ilçesi, kültürel, doğal ve dini mekanlarıyla ziyaretçilerini bekliyor.
7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan ve bağrında birçok medeniyete ev sahipliği yapan Palu ilçesi, doğal güzellikleri yanında, Palu Kalesi gibi birçok tarihi eserleriyle ziyaretçilerini bekliyor. Her karışında değişik medeniyetlerden izler taşıyan Palu her yıl 200 bin ziyaretçiyi ağırlıyor. Surp Lusavoriç Kilisesi, Palu Kalesi, Cimşit Paşa Külliyesi, Küçük Cami ve Ulu Camiyi ziyaret etmek için birçok kişi yurt içi ve yurt dışından ilçeye geliyor. İlçede ayrıca tarihi kaynaklara göre Murat Nehri üzerinde kurulan ve İpek Yolu güzergahında bulunduğundan eskiden "İstanbul’u Bağdat’a bağlayan köprü" olarak bilinen tarihi Palu Köprüsü, turistlerin ve fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Tarihi yerleşim yeri Palu’da, sonbaharın yaşandığı bugünlerde seyrine doyumsuz manzaralar oluşuyor.

’’Urartulardan kalma Kral Menua’nın yazdırmış olduğu bir anıt var’’
Palu ilçesinin tarihi hakkında bilgi veren Elazığ Kent Konseyi Başkanı Av. Rüstem Kadri Septioğlu, “Palu oldukça köklü bir tarihe sahip bir ilçemiz. Palu gerek kültürel gerekse de ticari ve siyasi açıdan önemli bir yere sahiptir. 7 bin yıllık bir geçmişi var, bununla ilgili kalede bulunan Urartulardan kalma Kral Menua’nın yazdırmış olduğu bir anıt var. Yazıda o bölgede yapılan savaşlar ve anlaşmalarla ilgili bilgiler yer almaktadır. Ayrıca ilçede bulunan bir kalede milattan önceye ait hala kalıntıları var. Restore edilmiş ve halen kullanımda olan Palu Köprüsü var. Camiler, kiliseler ve hanlarla ilgili gezilip görülebilecek oldukça önemli değerler barındıran eserler bulunmaktadır. Palu ilçesi Yavuz Sultan Selim zamanın da Osmanlı topraklarına katılmış bir bölge. Yakın tarihimiz de ise Varto’dan başlayıp Darende’ye kadar giden bir geçmişi var. Babam kendi çocukluğunda Varto ve Hınıs’tan eski tapuları gelip Palu ilçesinde arayanların olduğunu söylüyordu” dedi.

’’Sonbaharla birlikte Palu ayrı güzellik kazanıyor’’
Her yıl ilçeye yaklaşık 200 bin ziyaretçi geldiğini aktaran Septioğlu, “Doğa turizmi açısından daha yeni rafting ve yayla turizmi, tarihi arkeolojik gezintiler özellikle sosyal medya ile birlikte oldukça yaygınlaştı. Ama en çok turist aldığımız alan inanç turizmi. İlçede bulunan otel ve konaklama tesislerinden aldığımız bilgiye göre Palu’ya yılda 200 bine yakın ziyaretçi gelmektedir. Ağırlıklı olarak Diyarbakır, Bingöl, Erzurum olmak üzere İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden de oldukça yoğun bir talep var. İlçeye yurtdışından da gelenlerde oluyor. Sonbaharla birlikte Palu ayrı güzellik kazanıyor. Bunun en büyük sebebi klasik orman ağaçları az olduğu için ve ağırlıklı olarak kavak, meşe ve söğüt olduğundan sonbaharda yaprak dökmeden önceki renk değişimleri müthiş renk cümbüşü haline dönüşüyor. Havasında ki güzellik gerekse de doğasında ki güzellikle nedeniyle turistlere tarihi ve hem de sonbahardaki güzellikleri yaşamak üzere Palu ilçemize bekliyoruz” diye konuştu.