Akın'dan Demir'e Cevap Gecikmedi
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın'dan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Demir'in Açıklamalarına Cevap gecikmedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın 19 Ağustos 2024’te, Elazığ İl Başkanlığı döneminde, büyük bir kamu zararı oluşturduğu gerekçesiyle temizlik araçları ihalesiyle alakalı sayfalarca delil sunarak Elazığ Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın tarafından tespit edilen usulsüzlükler ve kamu zararı ile ilgili bulgular, kamuoyuna açıklanmasının ardından yasal sürece taşınmıştı. Sürecin devamında Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirerek, Beşiktaş Belediyesi ile Elazığ Belediyesi’ne yönelik uygulamalardaki çifte standardı gözler önüne serdi.
Gündemde geniş yankı uyandıran bu açıklamalara ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın Elazığ Belediyesi’ne yönelik iddialarını reddederek, kamuoyuna yalanlama beyanında bulundu.
AK Parti cephesinden gelen bu açıklamanın ardından, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın, Mustafa Demir’in ifadelerine sert tepki gösterdi ve şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aziz ve Muhterem Milletimiz,
19 Ağustos 2024’te, Elazığ İl Başkanlığım döneminde, büyük bir kamu zararı oluşturduğu gerekçesiyle sayfalarca delil sunarak Elazığ Belediyesi hakkında 2024/17826 dosya numarası ile savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Milletimizin hazinesinin boşaltılmasına sessiz kalamazdık!
Bugün, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sn. Mustafa Demir’in, Muhterem Genel Başkanımız Mahmut Arıkan’a yönelik ithamlarını görünce, önce kanunları inceleyerek konuşmasını beklerdim. Eğer hala kanunları önemsiyorlarsa, kendisine 237 sayılı Taşıt Kanunu’nu hatırlatmak isterim:
Bakanlar Kurulu’nca 17 Mart 2006’da yayımlanan düzenlemenin altıncı maddesinin (ç) bendinde: “Taşıtlar, YAKIT HARİÇ, şoförlü veya şoförsüz olarak edinilebileceği” hükme bağlanmıştır.
34 ayrı Sayıştay raporu da bu gerçeği ortaya koymasına rağmen, Elazığ Belediyesi bu kanuna aykırı şekilde yakıt dahil araç kiralaması yapmıştır. Sayıştay kararlarını ekte sunuyorum.
Elimizde, belediyenin hâlihazırda kullandığı araçların marka ve model yıllarının kayıtları mevcuttur. Çoğu 2015 model eski araçlardan oluşmaktadır.
Eğer bu araçlar satın alınsaydı, KDV hariç 105 milyon TL’ye mal olacaktı. Ancak Elazığ Belediyesi, aynı araçları yakıt hariç KDV hariç 321 milyon TL’ye kiralamıştır. KDV dahil fiyat tablosunu ekte sunuyorum.
Sadece kiralama işleminde oluşan kamu zararı: 216 milyon TL!
Diğer taraftan kanuna aykırı olmasına rağmen Yakıt için belirlenen 214 milyon TL gibi akla hayale sığmayacak bu rakamın nasıl hesaplandığını belirsizdir.
ilaveten daha önceki 3 yıllık kiralama süresi bitmeden yeni sözleşme imzalanarak yeni bir kamu zararı daha oluşturulmuştur!
İhalenin ilan tarihi ile sözleşme tarihinin yalnızca 2 gün arayla olması, sürecin kanunlara açıkça aykırı olduğunu göstermektedir!
Şimdi buradan Sn. Mustafa Demir’e soruyorum:
216 milyon TL’lik kamu zararını nasıl açıklıyorsunuz? 214 milyon TL’lik yakıt bedelini hangi kriterlere göre belirlediniz? Muhalefet belediyelerini mercek altına alırken, kendi belediyelerinizdeki bu usulsüzlükler için bir soruşturma başlatacak mısınız, yoksa sessiz mi kalacaksınız?
Biz, bu usulsüzlüğü milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Bu soruları yanıtsız bırakmanız, aslında her şeyi kabul etmeniz anlamına gelecektir. Milletimizin alın terinin heba edilmesine, hazinesinin boşaltılmasına ve bu yüzden milletimizi ağır vergilerle enflasyonla zamla ezmenize asla sessiz kalmayacağız!
Sn. Mustafa Demir’e son olarak tavsiyem şudur: Bu meseleyi örtbas etmeye çalışmak yerine, bizim gibi belgelerle konuşmayı öğrenmesidir. Gerçekler karşısında susmak, suça ortak olmaktır! Eğer ortada yolsuzluk yoksa, buyurun, 216 milyon TL’lik kamu zararını ve 214 milyon TL’lik yakıt bedelini belgeleriyle açıklayın! Aksi takdirde, bu hukuksuzluğun savunulacak hiçbir yanı olmadığını, tek çarenizin sessiz kalmak olduğunu herkes görmüş olacaktır. Gerçekler belgelerle ortadadır ve bu yolsuzluğu ne kadar gizlemeye çalışırsanız çalışın, milletin vicdanında çoktan mahkûm oldunuz!" ifadelerini kullandı.