Elazığ Gıdacılar ve İşadamları Derneği Denetim Kurulu Başkanı,gazetemiz yazarı İş İnsanı Mustafa Daş Bağ-Kur'lu esnafın EYT konusunda yaşadığı sıkıntılarla ilgili yaptığı açıklamalarla ülke gündeminde ses getirdi.
EYT Konusunda oldukça sıkıntı yaşayan Bağ-Kur'lu Esnafların duygularına tercüman olan Mustafa Daş'ın açıklamaları Yerel ve Ulusal bir çok yayın kuruluşunda oldukça geniş yer buldu.
MUSTAFA DAŞ'IN GÜNDEM YARATAN AÇIKLAMALARI
Mustafa Daş, yapılan EYT düzenlemesinden memnun olduklarını ama EYT kapsamına Bağ-Kur'lu esnafların dahil edilmemesinden dolayı bir esnaf olarak büyük sıkıntı yaşadığını dile getirdi. Mustafa Daş; 'Derdimiz emekli olmaktan ziyade ödeyemediğimiz Bağ-Kur primleridir. Ocak ayı itibarıyla bir Bağ-Kur primi 3452 lira olacak. Bu da bizim bütçemize çok büyük bir külfet getirecek. Zaten depremi ve pandemiyi yaşayan esnafımız yeterince sıkıntı problem yaşıyor.' dedi.
BÖYLE NEGATİF AYRIMCILIK YAPILMASI BİZLERİ YARALAMIŞTIR
Esnaf olarak sıkıntımız şudur; Bugün devletimizin büyüklük göstererek çıkarttığı EYT kanunu ile toplumumuzun belli bir kesimi nefes almıştır. Biz Bağ-Kur'lu esnaflar olarak burada problem yaşıyoruz. Problemlerimizin başında 9 bin gün şartı geliyor. Şimdi bugün yanımızda çalışan bir personelin 5 bin günle emekli olmasına biz karşı değiliz. Tabii ki bu ülkede herkesin verilen haklardan istifade etmesi gayet normaldir. Ama biz bir işveren olarak 9 bin güne tabi tutuluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız özellikle itinayla açıklamasına rağmen, SSK, Bağ-Kur, emekli sandığı birdir demesine rağmen, bize böyle bir negatif ayrımcılık yapılması, Türkiye'deki esnafları olduğu gibi Elazığlı esnaf olarak bizleri de yaralamıştır.
BİZİM ALACAĞIMIZ EMEKLİ MAAŞINDA GÖZÜMÜZ YOK, BİZ PRİMLERİMİZİ ÖDEYEMİYORUZ
Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Sayın Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanımızdan beklentimiz; Bizim de SSK'lı insanlarla aynı statüde alınmamız, bizim de 5 bin güne tabi tutulup emekli olmamızdır. Malumunuz Ocak ayı itibarıyla bir Bağ-Kur primi 3 bin 452 lira olacak. Bu da bizim bütçemize çok büyük bir külfet getirecek. Zaten depremi ve pandemiyi yaşayan esnafımız yeterince sıkıntı problem yaşıyor. Devletimizin desteklerini inkar etmiyoruz. Allah devletimizi payidar etsin. Ama biz bu noktada kendi işletmemizin giderlerine, kendi ailemizin giderlerine yetişemiyoruz.
Bizim devletimizden esnaf olarak özellikle ricamız ,özellikle Sayın cumhurbaşkanımızdan ricamız, Bizlerin de, esnaftan 99 öncesi girişi olanları 5 bin güne tabi tutulmalarıdır. Burada bizim alacağımız emekli parasında gözümüz yok. Biz primleri ödeyemediğimiz için mağduruz. Bir an önce şu Bağkur'dan bizi kurtarsın. Türkiye'de artık kangren haline gelmiş bu Bağ-Kur yarasına da bir neşter vurarak Allah'ın izniyle çözüme kavuştursun.
ESNAF SOSYAL GÜVENLİK STATÜSÜNÜ KENDİ BELİRLESİN
Neticede Sosyal Güvenlik statüsünü de esnaf belirlesin SSK'lı olmak istiyorsa SSK'lı, Bağ-Kur'lu olmak istiyorsa Bağ-Kur'lu olsun.
Bağ-Kur görebildiğimiz kadarıyla bu ülkede 1970'lerden beri bir yaradır. Daha önceden sizler de belki hatırlarsınız. Kamuoyu da, devlet büyüklerimiz de bilir. Bağ-Kurlu bir esnafımızın gidip bir reçete yazdırıp, ilaç alıp, sonradan Bağ-Kur'dan bunu tahsil ediyordu.
Negatif ayrımcılığı ortadan kaldıracak bir çalışma gelirse, Sosyal Çalışma Bakanımız da bu konuyla alakalı olursa çok mutlu oluruz. Bugün Türkiye'de TESK denen bir kuruluş var. Yani Türkiye Esnaf Konfederasyonları Başkanı. Bunların bu olaydan bir haber olması ve bu olaya olaya kayıtsız kalması, esnafını böyle sahipsiz bırakması, bizi ayrıca yaralamıştır. Neticede bizler, aidat veren üyeleriz. Onlar da bizim aidatlarımızla orada oturup, bizi temsil etmek zorunluluğu olan seçilmiş insanlardır. Seçilirken bize bunu vaad ettiler. Eğer bizi temsil etmeyeceklerse, liyakatle bizi savunmayacaklarsa, doğruya doğru- eğriye eğri demeyeceklerse, lütfen o makamı işgal etmesinler.