MEHMET AKİF ERSOY LİSESİ MESELESİ

Yeni Valimiz Sayın Dr. Ömer Toraman Mehmet Akif Ersoy Lisesi'nin yıkımı ile ilgili inceleme başlatmış iki müfettiş raporu sonrası sorumlular hakkında soruşturma izni verdiğini belirten yazıyı cumhuriyet savcılığına iletmiş geçtiğimiz hafta.

Belediye Başkan adaylarının en büyük hayaliydi Mehmet Akif Ersoy Lisesi'ni yıkıp yerine kocaman bir kent meydanı yapmak.

Ama kanunlar çok katıydı.

Önce kurumlar aralarında mutabakata varacaklar.

Mutabakattan sonra yıkılan okulun bulunduğu bölgeye yakın bir yerde aynı vasıflarda bir okul yapılıp teslim edilecek.

En sonunda okulun yeri yeni sahibine devredilebilecekti.

Süleyman Selmanoğlu belediyeye yük getirmeyecek şekilde Mehmet Akif Ersoy Lisesi'ne karşılık yapılacak okul için bir firmadan söz almış,ama bürokratik engelleri bir türlü aşamamıştı.

Sonrasında Yanılmaz şansını denemiş ama o da başarılı olamamışdı.

Eğitim Vadisi projesi kapsamına alındığı ve dolayısıyla okulun Eğitim Kampüsüne taşınacağını ifade edilmişti 2013 yılında.

O da gerçekleşmedi.

24.Ocak.2020 depremi 'Darülmuallimin' adıyla 1909 yılında açılan ve o günden buyana on binlerce öğrenci mezun eden Mehmet Akif Ersoy Lisesi'nin kaderini bir anda değiştirdi.

6.8 şiddetindeki depremde hasar almayan,hasarsız ve sağlam olduğu için mahalle sakinlerinin geçici barınağı olan koca çınar bir anda yok oluverdi.

Öğrenciler,öğretmenler,veliler isyan etmiş yıkılmasın demişlerdi ama çabaları karşılık bulmamıştı.

Önceleri hasarsız denilip eğitime devam edileceği açıklanan okul bir anda ağır hasarlı olmuş ve alalacele yıkılmıştı.

Deprem birileri tarafından fırsata çevrilmiş ve tarihi okul kent meydanına kurban edilmişti.

Nasıl devredilmiş,kim yıktırmış,kim yıkmış,gelir nerde bilen yok.

Kurumlar topu birbirine atarken hiç kimse tatmin edici bir açıklama yapamamış ve Mehmet Akif Ersoy Lisesi karambole gitmişti.

İşin peşini Bırakmayan Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Avukat Erhun Karakuş medya kanalı ile yaptığı çağrılara karşılık alamayınca yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Yeni Valimiz Sayın Dr. Ömer Toraman konu ile ilgili inceleme başlatmış iki müfettiş raporu sonrası sorumlular hakkında soruşturma izni verdiğini belirten yazıyı cumhuriyet savcılığına iletmiş geçtiğimiz hafta.

Karakuş bununla da yetinmemiş. 'Ancak gerek siyaseten gerek bürokrasi bağlamında bir değerlendirme yaptığımızda bir okulun ihalesiz, bedelsiz, bir gecede yok olacak şekilde yıkım emrini, yıkım işlemlerini yürütmesi bir milli eğitim müdürünün değil, herhangi bir kurum müdürünün tek başına yapacağı bir iş olmadığını biliyoruz.Muhakkik raporlarında 'Sohbetlerimizde Elazığ Belediye Başkanı tarafından bir belde Belediye Başkanı'na (Mollakendi Belediye Başkanı) yıkım talimatının verildiği yönünde ifadeler olduğu için dönemin valisi, adı geçen belediye başkanları ile ilgili soruşturmanın genişletilmesi için bir talepte bulunacağız diyede açıklama yaptı.

BİZCE;

Aslında ilk günlerden itibaren Mehmet Akif Ersoy Lisesi'ni 'GİT YIK' diyenin de 'GİDİP YIKANIN' da kim olduğu her yerde konuşuluyordu.

Hatta Mehmet Akif Ersoy Lisesi'nin hasarlı olduğu için değil sırf birilerine siyasi pirim sağlanmak için yıkıldığı da biliniyordu.

O günlerde bu 'birilerinin' şehrin sahibi ve hakimi olduklarına inanıldığı için kimse resmen ifade edemiyordu.

Ama Sayın Erhun Karakuş'un ısrarı ve Valimiz Sayın Dr.Ömer Toraman'ın gerçek devlet adamlığı tavrı ile pandoranın kutusu açılmaya başladı.

Bundan sonra ne mi olacak?

Haklarında soruşturma izni verilen bürokratlar yıkımdan önceki Ağır Hasar Raporunu ve belediyeye devredilme protokolünü ibraz eder ve biz kanun neyi gerektiriyorsa onu yaptık diyerek topu Elazığ Belediyesi'ne atabilirler.

Elazığ Belediyesi Okulu yıkımdan önce devraldığını okulun yıkım işini ihale ile yaptığını ve gelirinin belediye kasasına girdiğini belgelendirebilir.

Bunlar olursa sorun yok.

Ya ortada hiçbir belge yoksa?

Herşey bir oldu bittiye getirilmişse,kanunlar hiçe sayılmışsa?

Ya okul devredilmeden yıkılmışsa,ya okul ihalesiz yıkılmışsa,ya yıkım geliri ortada yoksa?

İşte, burada işin boyutu değişecek.

Bu olay özelinde gerçek bir araştırma ve soruşturma yapılacak herşey aydınlığa kavuşacak.

Malatya'da olduğu gibi araştırma derinleştirilecek,deprem sürecinde yıkılan diğer kamu binaları da işin içine girecek devletin ne kadar zarara uğratıldığı ve zarara uğratanların isimleri meydana çıkacak.

Depremi şehir için değilde kendileri için fırsata çevirenler ,

O hengamede verenler,alanlar,yapanlar,yıkanlar,

Okul eşyalarının pencerelerden atılmasına,CAAAANIM ağaçların katledilmesine izin verenler TEK,TEK ortaya çıkacak.

Gerçekler gün yüzüne çıkacak

Ve yanacak 'GÜLÜM KETEN HELVA'

Ve bir kez daha makyajlar akacak.

Bu şehir insanların gerçek suratlarını bir kez daha görecek.

Kamu malına zarar verenler, kamuyu zarara uğratanlar yargılanacak.

Hem HAK nezninde hem HALK nezninde gerekli cezayı alacaklar.

Kimse gerçeklerin Ertem Gürsoy'la mezara gittiğini zannetmesin.

'Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır '

Bu vesile ile Valimiz Sayın Dr.Ömer Toraman'a ve Sayın Erhun Karakuş'a bu duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyor,şükranlarımı sunuyorum.

HAZIRLAYAN:MEHMET ŞAĞBANŞUA

Bakmadan Geçme