Cemil Turgut

AGRESİF BİR TOPLUMA DÖNÜŞTÜK

Cemil Turgut

Türk Dil Kurumu agresifliği saldırgan ve aşırı sinirli olarak tanımlıyor. Bu tanıma göre farkında mısınız toplum olarak gittikçe agresifleşiyoruz.  Birbirimize bağırıyoruz, kırıyoruz hatta buna bağlı olarak şiddet uyguluyoruz. Üstelik de çaşıda, pazarda, iş yerinde, evde, arabada, sınıfta, yani neredeyse hayatın her alanında agresifleşiyoruz. 

Büyük şehirlerde metro, metrobüs; taşradaki şehir ve kasabalarda belediye otobüsü, minibüs ve benzeri şehir içi ulaşım araçlarında yaşlının gencin, kadının erkeğin eften püften sebeplerle birbirine bağırıp durduğuna sizler de şahit olmuşsunuzdur. Öyle ki bazen bu agresif tavırlar sadece bağırmayla kalmıyor, hakarete hatta fiziksel şiddete dönüşüyor.

Bu tabloyu sadece yaşadığımız şehir ve kasabalarda görmüyoruz. Bu tabloyu hem gazetelerin üçüncü sayfalarında hem sosyal medyada hem de televizyon ekranlarında görüyoruz. Şimdi herkes yaşadığı şehirleri göz önüne alsın ve bahsi geçen konuyu değerlendirsin.

Benim yaşadığım şehirde agresif tutum ve davranışlar artık neredeyse rutin hale geldi. Öyle ki aynı masada oturan iki kişinin bile bazen birden ayağa fırlayarak bıçak ya da silahla birbirlerine saldırdıklarına çok şahit olmuşuzdur. Yaşadığımız şehirdeki yerel kanalların özellikle akşam haberlerinde, bu tür şiddet haberlerini görmemiz olağanlaştı neredeyse. Sokakta caddede, park ve bahçelerde birbirlerine bağırıp çağıranlara çok denk geldiğimi ifade etmek isterim.

Ulaşım araçlarında gün geçmiyor ki agresif davranış sergileyenlere rastlamayalım. Ya aracın kaptanına ya yolculara laf söyleyip ortamı gerenlere sizler de çok denk gelmişsinizdir. Bu durum yine birilerinin araya girmesiyle teskin edilmeye çalışılır. Bazen de yollarda sürücüler birbirlerine el kol sallayarak ya da uzun korna çalarak agresif davranışlarda bulunuyorlar. Ne yazık ki her zaman tarafları sakinleştirmek mümkün olmuyor ve sonu hüzünle biten olaylar cereyan edebiliyor. Televizyon ekranlarından şahit olmuşsunuzdur kavga eden iki sürücüden biri silahlı saldırıya uğrayıp hayatını kaybedebiliyor.

Sadece sokakta değil; evde eşine ve çocuklarına, okulda öğrencilerine, işyerlerinde çalışanlarına ne yazık ki agresif davranışlar sergileyen insan sayısı oldukça fazla. Alışveriş yaparken, bir yerde çay içerken,  çocuklarla parkta bahçede piknik yerlerinde gezerken her an agresif birilerine rastlamak mümkün.

Elbette bu durumun başta ekonomik sebepler olmak üzere farklı sebepleri olabilir. Evini geçindirmeye, çoluğuna çocuğuna iaşe temin etmeye çalışırken kazancı yetmiyorsa buna bağlı olarak psikolojisi bozulmuşsa agresif tutum ve davranış sergiler. Çocuğunun okul ihtiyaçlarını temin edememişse, ya da eşinin bir takım maddi isteklerini yerine getiremiyorsa bu tür davranışlar sergileyebilir. Ancak bütün bunlar agresif davranmaya mazeret olmamalı. Eskiden de yokluk vardı ama insanlar birbirlerine karşı daha anlayışlıydılar. Eskiden de başta mutfak olmak üzere evin birçok ihtiyacı karşılanamazdı. Eskiden de ayakkabı ve elbiseler uzun süre giyilir hatta yama yapılarak giyilirdi. Ama annelerimiz de babalarımız da komşularımız da daha güler yüzlüydü, daha anlayışlıydı. Biz çocuklar da evdekileri gerek yeme içme gerekse giyim kuşam açısında sık boğaz etmezdik.

Gelin bundan sonra başta eşimize, çocuklarımıza, akraba, dost ve arkadaşlarımıza bağırıp çağırarak hatta şiddet uygulayarak agresif tutum ve davranışlardan kaçınalım. Toplum içinde daha anlayışlı daha tolore edici daha mütebessim olalım.  

Evimizden hayır duasıyla, gülümseyerek, komşumuza selam vererek çıkalım. Ulaşım araçlarında yolculuk ederken birbirimize saygılı olalım, hanımlara genç yaşlı demeden yer verelim.

Üzülerek ifade etmeliyim ki Batılı toplumlar büyük oranda bunu başarmışlar. Oysa bu hasletler hem inancımız hem de kültürümüzün gereği olarak daha çok bizde olmalıydı. Neyse zararın neresinden dönülse kardır misali bundan sonra agresif davranışlarda bulunmayalım vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları