Bilindiği gibi ülkemizi yöneten, bir merkezi hükümet bir de illerde idari yapı olarak merkezi hükümete bağlı taşra teşkilatları var. Örneğin DSİ Genel Müdürlüğü var bir de illerde DSİ Genel Müdürlüğüne bağlı il müdürlükleri var. Orman Genel Müdürlüğü var bir de illerde Orman müdürlükleri var. Karayolları Genel Müdürlüğü var bir de illerde Karayolları il müdürlükleri var. Uygulamada da usul genellikle Genel Müdürlüklerin talimatının illerde il müdürlükleri tarafından uygulanması şeklindedir.
İlimizdeki bölge ve il müdürlüklerinin şehir dışına taşınmasıyla ilgili yıllardır bir mücadele verilir. Rahmetli Hamza Yanılmaz ile başlayan ve sonraki belediye başkanlarının da arkasında durduğu bu mücadele ne yazık ki mücadeleyi kaybetti. Zira gelinen noktada ilimizdeki bazı il müdürlüklerinin keyfi uygulamalar yaptığı ve merkezi hükümetin talimatlarına pek de riayet etmediği iddiaları vatandaşın gündeminden düşmüyor. Çalakalem gazetecilik refleksiyle araştırdığımız bazı hususlarda iddiaların ne yazık ki doğru olduğuna şahit olduk.
DSİ müdürlüğü bırakın taşınmayı aynı yerde kaldı ve apar topar idari bina ile lojman yapımı işine girdi ve neredeyse sonuçlanacak aşamaya getirdi. Ne merkezi hükümeti ne Valilik, Belediye Başkanlığı gibi yerel idareyi ne de şehrin vatandaşlarının seçtiği Milletvekillerini dinledi. Ben yaptım oldu mantığıyla hareket ederek kendisine başka yerde kurulması istenen kampusu elinin tersiyle iterek adeta DSİ’nin şu anki kampusuna iyice yerleşti.
Yine aynı şekilde Orman müdürlüğü de DSİ'nin yaptığını farklı bir şekilde yapmaya çalışıyor. Güya taşınacak gibi yapıyor fakat hemen karşı taraftaki yine Orman müdürlüğüne bağlı ağaçların yoğun olduğu bölgeye Orman binasına yapmaya başlıyor. Başlıyor diyoruz zira o bölgede birçok ağacın kesildiği iddiaları var. Şehrin tek nefes aldığı, yüksek oksijen merkezi olan o bölgede idari bina yapmak en hafif deyimle zulümdür. Yine Orman müdürlüğü de yerel yöneticileri ve şehrin milletvekillerini kale almamış görünüyor.
Karayolları müdürlüğünün taşınmasının an meselesi olduğuna dair de bilgi sahibi olduğumuzu ifade edelim. Bu anlamda adı geçen müdürlüğün yetkilerini içtenlikle kutlar, şehre yaptıkları katkının çok önemli olduğunu vurgulamak isteriz.
O bölgenin yeşil alan olarak değerlendirildiğini; önlerinde bebek arabalarıyla annelerin çocuklarını gezdirdiklerini, çocukların güle oynaya eğlendikleri, beli bükülmüş kadın erkek ihtiyarların banklarda sohbet edip oturduklarını görmek ne güzel olur. Şehre kazandırdığı estetik görüntüyü, hafif çiseleyen yağmur altında ıslanan yüzündeki her bir kırışığın yılların yorgunluğunu atmak için gezen babaları, anneleri görmek ne güzel olur.
Elbette diğer kurumlarımız da müdürlüklerinin taşınmasıyla ilgili bizim bilmediğimiz noktalara açıklık getirirlerse konuyu vatandaşımızın anlayacağı şekilde izah ederlerse, bu köşede yayınlayacağımızı ifade etmek isteriz.
Yine Tarım İl Müdürlüğünün de Zübeyde Hanım Caddesine taşınmak için girişimlerinin olduğu ifade edilmekte. Bunun da yanlış bir karar olduğunu belirtmek isteriz. İnşallah duyduğumuz gibi değildir. Kaldı ki Tarım İl Müdürlüğünün kendi yerine yapılması alan ve ulaşım itibariyle en doğru yerdir.
Velhasıl bu şehir hepimizin şehridir. Bürokrasisiyle, vekiliyle vatandaşıyla hep birlikte sahip çıkmalıyız. Yabancı bürokrat bugün burada yarın başka yerde olacaktır. Ama şehrimizin burada kalacağını unutmayalım. Şehrimizin estetiğinin bozulmasına müsaade etmeyelim vesselam.
