Cemil Turgut

KANUNLARIMIZ YETERSİZ

Cemil Turgut

Bilindiği gibi bir toplumun düzeni, huzuru ve refahı kanunlarla sağlanır. Kanunlara, anayasal düzene ne kadar uyulursa toplum o kadar huzur bulur.  Ekonomiden  tutun da sosyal hayata kadar hemen her alanda rahat etmenin yolu kanunlardan geçer.

Avrupa ülkelerinde hep bir medeniyetten bahsedilir ya, işte o medeniyet kanunlarla elde edilmiş bir medeniyettir. Avrupa ülkeleri önceleri kanunları taviz vermeden uyguladılar. Daha sonraları da kanunlar ahlaki boyuta geçti. Çok sık duyarız Avrupa ülkelerinde yola adım atan bir kişi olduğunda araçlar hemen durur ya da kırmızı ışıkta hiç kimse geçmez diye. Bu aslında büyük cezalarla sağlanmış ve hemen her Avrupalı’da ahlaki değere dönüşmüş bir davranış biçimidir.

Sanırım bizim problemimiz de büyük ölçüde bu. Bizde kanunlar yetersiz ve caydırıcı değil. Trafik kuralları ihlalinden tutun da vatandaşı aldatan esnafa verilen cezaya kadar bir çok alanda uygulanan cezalar çok düşük olduğundan ibret alınmıyor. Ve ne yazık ki ülkemizdeki kazaların büyük bir bölümü kurallara uymamaktan meydana gelmektedir. Arızalı, hatalı ve kötü ürün satan esnafa verilen cezalar da yetersiz olduğundan vatandaşlar aldatılmaya devam ediliyor. Öyle ki bu yüzden bazı hastalıklara bile yakalanıp yıllarca ızdırap çeken insanlarımız var.

Öte yandan bazı kanunlarımız da üretmeye ve dönüştürmeye engel oluyor. Örneğin bir akrabanızla belli bir dönümün altında ortak tarlanız varsa o tarlayı kanun engelinden dolayı bölemiyorsunuz. Bölemediğiniz için de tarlanızı ekip biçemiyorsunuz dolayısıyla her hangi bir ürün de elde edemiyorsunuz. Bu durum ne yazık ki ülkemizde bir yaraya dönüşmüş durumda. Halbuki küçük bir kanun değişikliğiyle birçok mağduriyet giderilebir.

Aynı şekilde depremden zarar gören binaların kentsel dönüşümüne de bazı kanunlar engel oluyor. Depremde orta ya da ağır hasar almış binaların kentsel dönüşümüne sakinlerden biri karşı çıkarsa bu dönüşüm ne yazık ki yapılamıyor. Yani depremden zarar görmüş iki yüz dairelik binanızı müteahhide veya kentsel dönüşüme birkaç kişi istemediği için veremiyorsunuz.

Şehir planlamasının en önemli ayağı olan imarda da aynı sıkıntıları görmek mümkün. Şehirlerimize bakarsanız imardan dolayı nasıl bir plansızlık olduğunu, bazı binaların çok katlı, hemen yanı başındaki diğer bir binanın daha düşük katlı olduğunu görürsünüz. Bir mahalle gecekondudan geçilmez, diğer mahalle daha modern ve yüksek binalarla doludur. Bazı mahallelerin cadde ve sokakları daha planlı ve düzenli iken bazı mahallelerde cadde ve sokaklarda neredeyse kaybolursunuz.

Toplumsal olaylarda da kanun yetersizliğinden dolayı gerekli ceza verilmediği için birçok kişinin yaptığı yanına kar kalıyor. Öyle ki yaralamalı hatta bazen ölümlü olaylarda da yapan kişiler serbest bırakılıyor. Hırsızlık, gasp ve daha birçok olayı yapanlar, kanunlar yetersiz kaldığı için cezalandırılamıyor dolayısıyla onlar da aynı filleri yapmaya devam ediyorlar.

Örnekleri çoğaltmak mümkün elbette. Tüm bu problemlerden kurtulmanın yolu kanunları yeniden gözden geçirmek ve kanunları uygulamakta taviz vermemektir. Yeni yapılacak bir anayasa ile ve kararlılıkla uygulanacak kanunlarla ülkemizin de Avrupa gibi daha huzurlu ve güvenli bir hayata kavuşması içten bile değil.

 

Yazarın Diğer Yazıları