Bizleri bir Ramazana daha ulaştıran yüce Yaratıcımıza hamdüsenalar olsun. Bu sene de büyük bir coşku ve heyecanla ve fakat biraz buruk olarak Ramazanı karşıladık. Önce evlerde başlayan tatlı bir ramazan temizliği telaşı, ardından başta bakliyat olmak üzere mutfak alışverişi ve hurma, badem şekeri gibi iftariyelikler bir ramazan seremonisi başlamıştır artık… İlk gün yatsı namazına yakın sela verilmeye başlanınca teravih namazı için evlerinden birer ikişer çıkan insanlar camilere doğru yürümeye başlarlar. Çocukların sevinçleri, güle oynaya camiye koşmaları, namaz esnasında arkadaşlarıyla kıkırdayarak gülmeleri görülmeye değer. Camilerde önce hocaların kürsüden yaptıkları vaazın dışarı yansıyan sesi duyulur. Camilere her zaman olduğu gibi daha çok ihtiyarlar gider ve huşu içinde vaazı dinlerler. Vaaz veren hocalar da ramazanın fazileti ve bu ay yapılacak ibadetlerin önemine yönelik sohbetler yaparlar. Şehir merkezinde camilerin etrafındaki çay ocaklarında yapılan sohbetlere doyum olmaz, teravih bittikten sonra sohbete kalınan yerden devam edilir, gecenin ilerleyen saatlerinde gruplar halinde sahur yapmak için evlere doğru gidilir. Bazen gençler erken sahur yapar ve gruplar halinde çeşitli eğlenceler düzenler sonra davul klarnet eşliğinde halay çekerek geceyi sonlandırırlar. Sahurlar yapılır ve bu defa da seher cüzü okumak için camilerin yolunu tutar dedeler nineler, gençler. Namaz kılınıp, cüzler okunduktan sonra güneşin kızıl bir ufuk oluşturduğu görüntüyle evlere dönüşler başlar ve gün sona erer. Ertesi gün iftara misafir çağrılmışsa neredeyse öğleden itibaren yemek hazırlıkları başlar. Ev halkı hep birlikte tatlı bir yemek hazırlama telaşına girerler ve mahcup olmayacak bir sofra ortaya çıkarmaya çalışırlar. Derken iftarlar yapılır, çaylar içilir ve yine caminin yolu tutulur. Ardından yeni bir sahur gelmiştir. Çocukların en tatlı anları gelmiştir artık, çocukların sahura kalkması… Gece yatarken anne ve babalarını sahura kalkma konusunda sıkı sıkıya tembihlerler. Nihayet sahur saati geldiğinde o tatlı uykularından gözlerini ovarak uyanır ve sahur sofrasının yolunu tutarlar. Ramazan bu güzel manevi atmosferle devam eder gider. Bu sene İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam yüreğimizi yaktı. O mazlumların bir an önce felaha ermelerini dilemekten başka çaremiz yok. Sadece buğzedebiliyoruz ne yazık ki.
