Cemil Turgut

BAZI MESELELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Cemil Turgut

Birinci mesele sağlık meselesi.

Mevcut iktidarın ilk dönemlerde sağlıkta yaptığı atılımlar takdire şayandı. Önceki dönemlerde hastaneye gitmek tam bir çileydi. Gecenin karanlığında insanlar sıra almak için hastanede kuyruğa girer, saatlerce sıra bekledikten sonra ancak muayene olabilirdi. Mevcut iktidar bu çileyi sonlandırmış ve insanlar rahata kavuşmuştu. Ne yazık ki şimdilerde sağlık bildiğiniz gibi. Tam öyle olmasa da artık hastaneye gitmek eskisi gibi rahat değil. Önce istediğiniz hastaneye (F.Ü.Tıp) e-nabızdan randevu alamıyorsunuz. Sonra da birçok branşta randevu almadan polikliniğe gidemiyorsunuz. Peki, randevu talep ettiğinizde ne oluyor. Olan şu özellikle göz, KBB, kardiyoloji gibi polikliniklerde ancak haftalar sonrasına muayene için randevu alabiliyorsunuz. (tarafımdan bizzat tecrübe edildi göz için aralık ayında talep ettiğim randevu için mart ayının 18’ine tarih verildi) İkinci mesele güvenlik meselesi.

Zannediyorum çağımızın en önemli meselelerinden biri de güvenlik meselesidir. Geçmişte ülkemizde insanlar daha rahat ve huzurlu yaşıyorlardı. Şimdilerde güven ortamı çok kalmadı gibi. Trafikte her an bir magandanın ya da sokağın birinde hiç tanımadığınız birilerinin saldırısına uğrayabilirsiniz. Evinizin balkonunda çayınızı yudumlarken ya da işinize giderken bir yorgun mermi size denk gelebilir. Gece yatağınızdan uyanıp mutfağa bir bardak su içmeye giderken bir hırsızla burun buruna gelebilirsiniz. Birine benzetilerek yanınıza bir araba yanaşıp sizi kaçırmaya kalkışabilir. Öte yandan her an patlamaya hazır bir bomba gibi Ortadoğu’dan bir savaş bizi de içine alacak şekilde yayılabilir. Yani eskisi gibi güvenli bir ortam yok gibi. Üçüncü mesele ekonomi meselesi.

Bildiğiniz gibi mevcut iktidarın, ilk yıllarda ekonomi yönetimi oldukça başarılıydı. Neredeyse her ailenin bir evi bir de arabası oldu. Başta gıda olmak üzere tüm ürünlerde fiyatlar gayet makuldü. Ancak son yıllarda hem pandemiden hem de küresel ekonomik krizden dolayı vatandaşın durumu hiç de iyi değil.Özellikle emekli kesim perişan vaziyette. Hem kontrolsüz artan kiralar hem de her gün değişen gıda fiyatları hayatı artık çekilmez hale getirdi. Öyle anlaşılıyor ki ekonomi uzun süre toparlanamayacak gibi.Esasen dünyada da işler iyi gitmeyeceğe benziyor. Bir tarafta Rusya Ukrayna savaşı, diğer tarafta İsrail'in Gazze’yi işgali ve Ortadoğu’da ABD ile çevirdikleri entrikalar sonucu oluşan büyük gerilim ekonominin şimdilik toparlanmasına müsaade etmeyeceğe benziyor. Dördüncü mesele iklim ve su meselesi.

Okuyucularımızın büyük bir bölümü hatırlayacaklardır eskiden mevsimler birebir yaşanırdı. Kışlar,kış gibi; baharlar bahar gibi yaşanırdı. Kışın öyle kar yağardı ki günlerce sürerdi ve yine aylarca kar yerden kalkmazdı. Bahara yakın günlerde yerden yoğun bir buhar kalkar, toprağa düşecek cemreyi müjdelerdi. Artık bahar geldiğinde de yağmur hiç ara vermeden neredeyse haftalarca yağardı. Oysa şimdilerde küresel ısınmadan, fabrika ve savaş atıklarından dolayı iklimlerde zaman kayması oluştu. Yeterince yağış yok, böyle olunca da tabiatta yağışlı iklime bağlı doğal gelişmeler yerine kuraklık ve kıtlık alıyor. Yağış olmayınca da su verimi azalıyor. Ne yazık ki dünyanın büyük bir bölümü hem susuzluk hem de kıtlıkla savaşıyor ve açlığa, susuzluğa bağlı ölümler gittikçe artıyor. Beşinci ve en önemli mesele adalet meselesi.

Bir ülkenin uzun süre ayakta kalmasının en önemli ayağı adalet mekanizmasının adil ve doğru işletilmesidir. Adalet sistemi ağır aksak işlerse devletin bütün sistemi etkilenir ve büyük kargaşalara sebebiyet verir. Hem ülkeyi yönetenler hem de vatandaşlar adaletin hakkaniyetli uygulanması konusunda taviz vermemelidir. Adaleti, kişiye göre uygulamak yerine herkese adalet şeklinde uygulamak en doğrusudur. Bu ve benzeri meselelerle ilgili zaman zaman değerlendirmeler yapmaya devam edeceğiz.

Selametle kalın.

Yazarın Diğer Yazıları