İnsanoğlu başına bir felaket geldiğinde tabir yerindeyse o felaketi dibine kadar yaşar, ah vah eder ağlar, sızlar ama bir müddet sonra hiç bir şey olmamış gibi unutur gider. Deprem olur, sel felaketi olur, orman yangınları olur, maden ve kömür madenleri çöker, binalar çöker, insanlar ciddi mağduriyetler yaşar ama gerekli önlemler alınmaz ve bir müddet sonra aynı felaketler yine yaşanır. Adeta bir kısır döngü gibi bu böyle devam edip durur.
Ülkemiz dünyadaki önemli deprem fayları üzerinde bulunduğu için sürekli deprem olur ve bina stoku ve çürük zeminden dolayı onlarca insanımız hayatını kaybeder. Peki ibret alınır mı? Ne yazık ki bu soruya içtenlikle evet dememiz mümkün değil. Zira bir deprem yaşarız ardından hem yetkililer hem de vatandaşlarımız nedense önlem almazlar, sonraki depremde yine aynı sıkıntılar yaşanır.
Yeterli ve gerekli önlemler zamanında alınmadığı için ormanlarımız yanar. Orman yangınları da neredeyse rutine bindi her yıl orman yangınlarıyla boğuşuruz.
Maden ve kömür ocaklarımız da her yıl çöker durur. Burada çalışan insanlarımız vefat eder, sonra beylik laflarla açıklamalar yapılır ve unutulup gider.
Sel felaketinde de durum aynı. İnsanlar dere kenarlarına ev ve bina yaparlar sonra sel felaketi olur ve insanların bir kısmı hayatlarını kaybeder ve birçoğu büyük mağduriyet yaşar.
Buradan hem devleti hem de vatandaşlarımızı bir kez daha uyarıyorum. Deprem bilimci akademisyenlerin neredeyse tamamı hem fikir olarak İstanbul’da, Bingöl’de, Tunceli’de, Erzincan’da, Hakkâri’de ve Hatay’da ciddi depremler beklediklerini ifade ettiler. Tabi ki depremin ne zaman olacağını bilmek şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak her an deprem olacakmış gibi acil önlemler alınmalı.
Hiç olmazsa bu günden itibaren binalar depreme dayanıklı yapılmalı, önceden yapılmış binaların depreme dayanıklılıkları test edilmeli ve gerekirse ciddi güçlendirme yapılmalı.
Binaların yapımı esnasında hem yerel yönetimler hem de yapı denetim kurumları taviz vermeden kuralları uygulamalıdırlar. Depremde yıkılan binaların kontrollerini kim yapmışsa sorumlu tutulmalı ve gereken cezaya çarptırılmalıdır.
Yine buradan uyarıyorum. Yaz ayları gelmeden orman yangınları ile ilgili önlemler alınmalı elzem olan araç gereçler şimdiden temin edilmeli, hazır hale getirilmelidir. Ormanlar bir ülkenin ciğerleridir. Onlar yanarsa nefes alamaz durumuna geliriz.
Sel felaketleri için de yağışları beklemeden önlemler alınmalıdır. Hem dere kenarına bina yapımına izin verilmemeli hem de yapılan bina ve evler yıkılarak başka yere taşınmalıdır.
Aynı şekilde maden ve kömür ocaklarında da gelişmiş ülkelerde ne önlemler alınmışsa aynı önlemler alınmalıdır.
Doğal felaketler için gerekli önlemler zamanında alınmazsa; depremde yıkılan evinin enkazından yakınlarını çıkarmak için çırpınan ve fakat beklediği olmayan bir babanın çığlıklarını duyarız. Sele kapılıp kaybolan annelerin, çocukların bağırışlarını duyarız.
Çöken maden ocaklarında hayatını kaybedenlerin eşlerini ve çocuklarını kendilerini paralarken görürüz.
Sözün kısası yetkilileri ve vatandaşlarımızı uyarıyorum. Deprem kapımızda, orman yangınları, sel felaketleri yakınımızda hemen gerekli önlemleri alalım yoksa daha çok acılar yaşarız.