Takvim 24 Ocak 2020 saat 20.55’i gösteriyordu. Standart çay ve tv saati idi… Dondurucu bi soğuk vardı o akşam… 6,8 şiddetinde bir depremle yer yerinde oynadı… Sonradan 22 saniye sürdüğü açıklansa da ruhumuzda 22 saat sürdü…
Elazığ merkezli deprem ilçelerimizde köylerimizde ve komşu Malatya’da büyük yıkım yarattı. Elazığ’da 41 can gitti. Her birine bir kez daha rahmet, ailelerine sabır diliyorum.
Elazığ depreminin ardından artık hiçbir şey 24 Ocak 2020 öncesi gibi olmadı… Şehrin ekonomisi, her birimizin standart alışkanlıkları, kültürel değerler, şehirleşme, yaşam biçimi, yarınlara dair planlamalar aklınıza ne gelirse tepe taklak oldu…
Neticede anahtarı teslim edilen 25 bin konut il merkezi dışındaki rezerv alanlara yapılarak ortalama 100 bin insan yeni komşular, yeni yaşam biçimi, yeni bir çevre, yeni alışkanlıklar, yeniden yaşama tutunma süreciyle karşı karşıya kaldı…
Peki bu süreç tamamlandı mı? Depremin üzerinden geçen tam 4 yıla rağmen sanki dün yaşanmış gibi. Hayat hepimiz için zorlaştı… TOKİ’lere taşınanlar güvenli barınma alanlarına kavuşmuş oldular ama yaşam alanı için daha çok zamana ihtiyaç var…
Büyük 99 depreminin ardından merhum Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara deprem gerçeği ve yapılması gerekenlerle ilgili Türkiye’yi karış karış gezdi konferanslar verdi, yerel yönetimleri, hükümeti ve karar vericileri uyardı… Çizgi filim ile aileleri uyardı… Elazığlı hemşerimiz Prof.Dr. Naci Görür Türkiye’nin deprem gerçeğini izah ettiği bu süreçte artık yaşlandı… Ak pak saç ve sakalları ile 99’da söylediklerinin aynısını yine tekrar ediyor… Ama insanoğlu kendisine ölümü yakıştırmadığı ve hiç gelmeyeceğini varsaydığı gibi, devleti yönetenlerin de refleksi aynı olmalı ki deprem öncelikleri hiçbir vakit birinci gündemleri olmadı. Ki zaten bir Deprem veya Afet Bakanlığımızın olmaması da bunun bir göstergesi…
Tarihimizin en büyük depremlerinden biri olan 6 Şubat 2023 tarihli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremlerde tam 11 şehir ilçe ve köyleriyle birlikte büyük yara aldı. Can kaybı 50 binler seviyesinde açıklandı ama hala kayıp olanlar hangi listede belli değil…
Daha seneyi devriyesine ulaşılmamış olan bu büyük felaketin ardından gönül isterdi ki, yerel yönetim seçimlerinde başkan adayları için bir standart getirilsin. Belediye Meclis üyeliği için bi standart getirilsin… Ki, hem depremin vurduğu bu 11 il yeniden ayağa kalkabilme iradesi gösterebilsin hem de bir deprem ülkesi olan yurdumuzun Allah korusun bir felaket yaşarsa en azından süreci yönetebilecek bir irade sahada olsun…
Malatya ilimizi bu anlamda yürekten kutluyorum… 31 Mart 2024 seçimlerine TOKİ Başkan Yardımcısı olan deneyimli bir teknokratı Akp Belediye başkan adayı olarak açıkladı… Seçilir mi bilmem… Ama çok doğru bir karardır… Ki, depremden çıkmış bir ilin yeniden toparlanması çok kolay değil. Elazığ örneği var işte… Tam 16 merkez mahalle kaderine terk edilmiş durumda… MHP Elazığ Milletvekili Sayın Semih Işıkver’in TBMM’de verdiği ve tırnak içinde belirteyim ki bence bu şehre yapılmış en büyük hizmettir zemin artı 7 kat değişimi bu mahalleleri metruk halden çıkarmaya umut olmuştur…
Yerel yöneticilerin ve siyasetçilerin önemi işte bu açık örnekte görülüyor… Sayın Işıkver veya o vizyonda bu deprem sonrası Belediye Başkanımız veya Vekilimiz olsa idi Elazığ yaşadığı bu büyük krizi fırsata çevirmiş, keşmekeşe dönen merkez bir çok mahalle yerinde dönüştürülerek modern bir kent olmuştuk. Şehrin çeperlerine 10 bin konut ve merkez mahallerde 15 bin ada bazlı konut ile şehir bambaşka bir seviyeye taşınmıştı. Abdullah paşa gibi şehrin batıya açılan güzergahı çok daha modern inşa edilmiş oradaki her hak sahibi çok daha büyük bir rant elde etmiş olurdu. Bugün an itibarı ile Abdullahpaşa başta olmak üzere merkezdeki her hak sahibi deprem öncesi elindeki rantın yüzde 50’sini kaybetmiştir.
24 Ocak 2020 sonrasındaki bir yılda Elazığ Karadenizli müteahhit ve siyasilerle kanka cingözlerin karargahına dönüşmüş adeta “Yağma Hasanın Böreği” olmuştur…
Kriz fırsata çevrilmiş, şehir için gelecek vizyonu, hedefler, modern kent kimliği, yaşam alanları, yeni ticaret alan ve merkezleri, kültürel dokunun inşaası gibi kavramlar sadece sözlüklerde sözcükten ibaret kalmıştır…
İşte bu nedenle aklımızın başımıza gelmesi için metor düşmesini beklememek lazım. 6.8 yetmiyor ise 7,7 ile bir kez daha kendimize gelmemiz için sarsıldık… İşte bu nedenle 31 Mert 2024 seçimleri bizim için, bu şehir için, çocuklarımız için ve gelecek için tarihi bir dönüm noktasıdır…
Milliyetçi Hareket Partisi’nin “Üretken Belediyecilik” mottosu sanki bu şehir için özel hazırlanmıştır… 31 Mart 2024 seçimlerinde yarışacak olan MHP Belediye Başkan adayı Doç.Dr. Sayın Murat Aygen hocamız siyaset bilimcidir… Kendisini çok uzun yıllardan tanıdığımız kıymetli bir bilim insanıdır…
“En büyük projen ne olacak?” sorumuza “Şüphesiz ki yetkin bir ekip olacak” diyor…
Kader, kaza, tedbir ve teslimiyet bir yana akıl ve bilimin cehalet ve kısır ideolojiye yenik düştüğü her coğrafya maalesef kaderdir…