Mehmet Şağbanşua

'DAYIN DAYIMIZ OLSUN'

Mehmet Şağbanşua

Okul arkadaşınızın ağabeyi başkan olunca size de bir ödül gerekirdi tabiki.

Anlı, şanlı bir müdürlük koltuğu neden olmasındı ki?

Ehliyet, liyakat boşverin gitsin.

Psikolojik danışman olmanız müdür olmanız için niye engel teşkil etsin ki?

İnanıyorum ki tercihiniz bile sorulmamıştır.

Onlar sizi hangi koltuğa münasip görmüşlerse o koltuğa oturtulmuşsunuzdur.

İşgal ettiğiniz koltukta başarılı olup olmayacağınız onlar için hiç önemli olmamışdır.

Onlar başarılı olmanın formülünü çok iyi bildikleri için size fazla bi iş düşmedi.

Arada,sırada ufak yaramazlıklarınız olmadı değil tabi.

Meskun mahalde olay çıkarttınız kimse bişey demedi.

El altından birilerine sus payı dağıttınız şaşıran olmadı.

Kendi PR’ınız için manşet yaptırdınız banamısın bile demediler.

Engin hoşgörülerindenmidir nedir hepsini es geçtiler.

Sıcağı sıcağına müdürlük kadrosu da verdiler.

Kıymetli Müdür 2000-2500 muhabbetinden dolayı epeydir radarımdaydı zaten.

Son günlerde siyaset sahnesinde sergilediği enteresan kareografi nedeniyle bir kez daha bendeki alarm zilini çaldırdı.

Hasta halimle kafamı bulandırdı.

Müdürlük kadrosu almışsın, birkaç yerden huzur hakkı alıyorsun siyasetten de uzak dursan ne olur a be müdürüm.

Bırak onu siyasetçiler yapsın.

O kadar şeyi Dayın olmadan yaptın, dayın siyasetçi olunca başın göğemi erecek.

Elbette insanın siyasette bir dayısı olması güzel şey,ama onu senin için dememişler be müdürüm.

Sen gelebileceğin en iyi yerlere arkadaşının ailesi tarafından getirilmişsin zaten.

Belki farkında değilsin ama bağdat’ta yediğin hurmaların günü geldi.

Kaşıkla verenler kepçe ile almanın hesabını yapıyorlar akılları sıra.

DAYI vekil olunca AİLE bir dönem daha BAŞKAN olacak ya.

Adamlar şimdiden siyasi ikballerinin hesabını yapıyorlar.

Sende onlara inanmış atını, itini nallamış mücadele ediyorsun.

Yakup Kılıç Spor Salonu’nda gösterdiğin üstün performans, sarf ettiğin olağanüstü enerji inanmışlığın zirve hali olsa gerek.

Hadi sen gençsin,siyasetle içli-dışlı olmuşluğun yok diyelim.

Getirildiğin makamların arkadaşlık hukuku gereği olduğunu düşünecek kadar saf olduğunu varsayalım.

4 yıl önce seni o makamlara getirenler bugünün hesabını yapmış olabilirler diye düşünmemiş olma ihtimalin de çok yüksek bana göre.

Dayı bey nasıl bu işe girdi onu anlayabilmiş değilim.

Kendi isteğiyle geldi diyeceğim Reis’in kızdığını bilmiyor olamaz diye düşünüyorum.

Yukarılardan icazet aldı diyeceğim öyle olsa bunları niye kılavuz seçti diye kafa patlatıyorum.

Bile, bile hangi cesaretle istifa etti bilemedim.

Yukarılardan icazet aldı mı ?

Kim ne vaad etti?

Kim nasıl ikna etti?

Kocaman bir muamma.

Kılavuzlarının siyasi ikballeri için kendi kendini ateşe attığı ise koskocaman bir gerçek.

Referansı çoğu şehirlerin hibe ile çözdüğü alt yapı sorununu Elazığ Belediyesi’nin 300 ay vadeli JAPON YENİ borçlanarak kullandığı kredi ise o zaman heminki vah, vah.

Ne olursa olsun bu işin kaybedeni DAYI olacak haberiniz olsun.

Aday gösterilmezse bu kadar emek boşa gidecek.

Aday gösterilip,milletvekili seçilirse GÜDÜMLÜ VEKİL olarak hafızalarda yer edinecek.

Bu arada senin Yakup Kılıç’ta yaptıklarında tüm aday adaylarının dilinde.

Temayülü de iç ettiniz.

Meşru bir yoklamayı, gayri meşru bir işleme dönüştürdünüz sen ve ekibin.

Her şeyi yüzünüze bulaştırdığınız gibi bunu da öyle yaptınız.

Ben demiyorum bak etraftaki görüntüler diyor.

Aday adayları seni ve seninkileri diline dolamış.

Seçimden sonraki seçime giderken çok su alacak kağıttan geminiz bilesiniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları