Aslında 24 Ocak depremi sonrası kimse cesaret edemiyordu o kelimeyi kullanmaya.
Öyle ya o kelimeyi kullanan iflah olmuyordu.
Hepimiz şahit olduk.
Adamı yerle yeksan ettiler.
Adamcağız sırf o kelimeyi kullandı diye canının derdine düştü.
Bu kelimeyi kullanmak her babayiğidin harcı değildi.
O yüzden ben dahil kimse de o kelimeyi kullanacak cesaret yoktu.
Ne gereği vardı dertsiz başımıza dert almaya.
Kendi aramızda bile fısıltıyla konuşurken o kelimeyi şehri heyecanlandıran bir ses duyuldu;
“Elazığ’ı Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi İlan Edeceğiz.”
Ve bir anda Şehrin üzerindeki kara BULUTlar dağılmaya başladı.
Tüm şehir umutlanıverdi birdenbire.
Dün öyle bir kavram yok diyen biri bugün önüne GHE de eklese METİN bir şekilde halkın hislerine tercüman olmuş ve herkesin isteğini haykırmıştı.
Bu sefer kimsenin canı yanmadan hallolacak gibi görünüyordu.
Neden görünmesindi ki koskocaman MKYK Üyesi, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısının Yardımcısı, Ak Parti’nin Elazığdaki Ömer Çelik’i, Taaaa Cumhurbaşkanı Yardımcısının özel kalemine kadar ulaşmıştı.
Kim oralara kadar ulaşabilirdi ki.
Sayın vekil bu kadar sıkıntının arasında taaa oraya kadar ulaşmışdı.
Taaaa oraya kadar ulaşmışsa da bu iş bitmiştir demeye kalmadan Ak Parti’nin Elazığdaki Ömer Çelik’inin beyanatı ile yapılan “Elazığ’ın Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi Kapsamına Alındı” haberini okuyunca herkes sevinçten havaya sıçramıştı.(O Haber Sonradan Kaldırıldı.Ama benim arşivimde var.)
Artık şehirde herkes yaşanan acıları,yitirilen canları,yıkılan binaları,girilmeyen evleri,açılmayan işyerlerini,kapalı olan banka şubelerini,durmadan devam eden artçı sarsıntıları bir nebze de olsa unutmuş GHE Afet Bölgesi’ne kilitlenmişti.
Ama tüm şehrin hevesi fazla sürmeden boğazında kaldı.
Daha bir-iki gün önce edeceğiz,ettik diye açıklama yapan zat-ı muhterem televizyon ekranlarından “İnsanların acısı dinmeden, daha enkazdan cesetler çıkarılmadan böyle bir talepte bulunmak hakkaniyete sığmaz.” deyince balon patladı.
Filim orada koptu.
A be pek kıymetli vekil hazretleri o kadar hakkaniyeti biliyordun niye bu insanları heyecanlandırdın.
Niye Ümitlendirdin.
Niye başkanlarımızla ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay’ın özel kalemiyle görüştük dedin.
Niye Ben Elâzığ’dayken bakan yardımcılarımızla konuştum bugün milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Fuat Oktay’la konuştuk dedin.
Niye önce ilan edeceğiz,sonra ettik deyip milleti heyecanlanladırdın.
Niye Ömer Çelik pozlarına bürünüp zırt-pırt açıklamalar yapıp psikolojisi bozuk olan bu şehir insanının psikolojisini daha da bozuyorsun.
Ne istiyorsun bu şehirden,bu şehir insanından ne?
Bu şehir tek bir ağızdan haykırıyor!
#ElazığAfetBölgesiİlanEdilsin
Giderayak becerebileceksen Elazığ’ı Afet Bölgesi İlan Ettir!
Beceremiyeceksen de sus!
Ondan sonra da Ya jübileni yap !
Ya da bu şehir insanının eline verdiği bonservis ile dilediğin şehire git!
Bu şehri de bu şehir insanını da bi rahat bırak artık!
Yazının öznesi tek kişi ama Elazığ’ın sorumluluğu 4 vekil artı bir belediye başkanınındır.
Diğerlerinin niye sesi çıkmıyor onada anlam verebilmiş değilim…
