"Harun Reşid’in oğlu Me’mun henüz çocuk iken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurmuştu.
Me’mun:
-’Neden bana vurdun?’ diye sordu.
Hocası ona sadece:
-’Sus!’ dedi.
Biraz konuştular.
Me’mun tekrar sordu:
-’Neden bana vurdun?’ Hocası yine:
-’Sus!’ dedi.
20 yıl sonra Me’mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve:
-’Bana neden sebepsiz yere vurmuştun?’ diye sordu.
Hocası tebessüm ederek:
-’Onu hâlâ unutmadın mı?’ dedi.
Halife Me’mun:
-’Vallahi asla unutmadım’ dedi.
Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi:
-’Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi..."
Âdemoğlunun olduğu bir dünyada zulüm hep var olagelmiştir.
Her türlü fenalık ve kötülük insanın kendi eliyle ortaya çıkmaktadır.
Kuvvetli olanın haksız da olsa haklı kabul edildiği günleri yaşıyoruz.
Makam ve para haklılığın en belirgin nişanesi.
O yüzden zalimler her türlü zalimane şeyi yapabilme gücünü kendinde görüyorlar.
Dinimiz zalimi lanetlemiştir.
Mazluma yardım etmeyide farz kılmıştır.
Müslüman adaletin ayakta tutulması için hakkın ve mazlumun yanında yer almalıdır.
Sayıları ve güçleri ne kadar büyük olursa olsun tüm zalimlere karşı durmak, mazlumun yanında yer almak her müslümanın şiarı olmalıdır.
Zalimden yana olmak, Allah’a karşı olmak demektir.
Zalimi desteklemek şöyle dursun ona ve fiiline kalben destek olmak, ona meyletmek bile azap sebebidir.
Biz zalime karşı mazlumun yanındayız.
Biz hakkın ve haklının tarafındayız.
Çünkü biz Elhamdulillah Müslümanız!
