Bu şehirde ortak hareket etme kavramı, ne yazık ki oldukça yabancı bir olgu.
Aynı masa etrafında bir araya gelmek nasıl bir şey, inanın bilmiyoruz.
“Biz yaptık” demektense “Ben yaptım” demeyi daha çok seviyoruz.
Problemler belli, ama çözümleri ya çok zor ya da çok geç geliyor.
Herkes bir köşeden çekiştiriyor, herkes ayrı bir türkü söylüyor.
Bu yüzden ya yapılması gerekenler hiç yapılmıyor ya da çok geç yapılıyor.
Yapılmayınca unutulmuş sanılıyor; geç yapıldığında ise inanılmaz yanlışlara imza atılıyor.
• Yeni Valilik binasının yeri tartışıldı mı?
• Yeni Emniyet Müdürlüğü binası için doğru konum düşünüldü mü?
Alelacele karar verildi ve hızla inşa edildi.
Şimdi ise bu binaların yapıldıkları yerlerin yanlış olduğu ortaya çıkıyor.
Tarım İl Müdürlüğü binasının yapılacağı yeri adeta kurbanlık koyun gibi masaya yatırıldı.
Ancak sırf birilerinin isteği olsun diye inanılmaz bir yanlışa imza atıldı.
Ekstra inşaat maliyetini üstlenmekle kalmadık, şu an motorla su çekilen bir zemine Tarım İl Müdürlüğü binası yapılıyor.
Yeni sanayi sitesi için tartışmalar hâlâ devam ediyor.
Nerede yapılacak,kim yapacak, ne zaman başlanacak, ne zaman bitecek… Allah bilir!
Çimento Fabrikası meselesi ayrı bir muamma.
2017 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız taşınması talimatını verdi, ama hâlâ olduğu yerde duruyor.
Sayın Semih Işıkver olmasa bu konu gündeme bile gelmezdi.
Sağ olsun, hiç gündemden düşürmüyor,peşini bırakmıyor.
Elazığ Müzesi ancak 8 yıl sonra yarım yamalak bir yere taşınabildi.
Kent Müzesi üç kurum’un çabasıyla ancak 5 yılda açılabildi.
Öte yandan, tarihi Mehmet Akif Ersoy Lisesi’ni bir gecede yıkmayı başardılar ama tarihi Öğretmenevi Binası’nı 4 yıldır kapalı tutuyorlar.
Olası bir depremde kendiliğinden yıkılmasını bekliyorlar diye düşünmekten kendini alamıyor insan.
Hamzabey’den su getirilene kadar su bitti.
Kentsel dönüşümü rüyalarda görüyor şehrimin insanları.
Bir ekmek fırını 34 ayda açılabildi.
Gastronomi Müzesi ise 4 yıldır sessizliğe gömülmüş durumda.
Hazardağlı Kavşağı Projesi 6 yıldır bekliyor.
Jeotermale Dayalı Sera OSB ise yüksek sıcaklığa dayanamayıp yandı gitti.
Protokol mensupları Cami’ye gitmek için Karayolları’nın taşınmasını bekliyor.
Buzluk Mağarası, 10 yıldır turizme kazandırılmayı bekliyor; neredeyse sauna olacak!
Mobilyacılar Sitesi, Gıda Toptancıları Sitesi gibi projeler ne durumda, bilen yok.
Sayın Semih Işıkver, “Biz birlikte sorun çözme pratiğini yeni yeni kavramaya başlıyoruz” dedi.
İnanın “Bir uyanık “olmasaydı bunu bile beceremezdik.
En azından sorunların birlikte hareket edilerek daha rahat çözülebileceğini geçte olsa farkettiler .
Buda şehrimiz adına son derece önemli bir gelişme.
İnşaallah bu kavrayış sadece lafta kalmaz.
Çünkü bu şehirde, “Nahnayı yerken kıt kıt, sapına gelince meee” diyen çok!