Mehmet Şağbanşua

Onun İpi ile Kuyuya İnilmez

Mehmet Şağbanşua

Bir zamanlar kendir ve keten liflerinden çul, yular, ip, urgan, palamar, halat gibi şeyleri imal eden, “Boytablık” denilen bir sanat varmış.

Bu esnafa halk arasında “Mutaf” denilirmiş.

Her esnaf grubunda olduğu gibi, mutaf esnafı içinde de hileli malzeme kullanarak çürük ip imal eden biri varmış.

Bu mutaf, malının bozukluğu ile bilinirmiş.

Hatta bir lakabı da “İpi Çürük Erkan Usta” imiş.

Erkan Usta’nın gelişigüzel seçtiği malzemelerle yaptığı ip ve urganlar pek sağlam olmaz, olmadık yerde koparmış.

Ancak piyasaya göre biraz ucuz sattığı için de geçinip gidermiş.

Bir gün, Erkan Usta’nın kasabasında, bir evin bahçesindeki derin bir kuyuya koyun düşmüş.

Koyunun sahibi kuyuya inmek için ev sahibinden urgan istemiş.

Ev sahibi bir urgan getirmiş ama koyunun sahibi ipi beğenmemiş:

“Bu urgan, İpi Çürük Erkan Usta’nın malıdır. Onun ipi ile kuyuya inilmez.”

İpi getiren ev sahibi ise şakayla cevap vermiş:

“Haksızlık ediyorsun, komşu,” demiş.

“Erkan Usta’nın ipi ile kuyuya inilir, ama aynı iple çıkılır mı, çıkılmaz mı, orasını bilmem!..”

Malum cenahınki de o hesap.

“Aynen con vaynen” misali.

Hakkımızda açılan ilk dava sonuçlandı.

Mahkeme, bizden istenen maddi ve manevi tazminatı reddetti.

Yaptığımız haberde “basın ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı” kanaatine vardı mahkeme heyeti.

Aslında bu davayı açanlar da sonucun böyle olacağını biliyordu.

Çünkü haberimizde öyle abartılacak, bir kuruma zarar verecek bir ifade yoktu.

Hele hele bir ismi kamuoyu nezdinde küçük düşürecek bir ima bile söz konusu değildi.

Ama sırf bizi sindirmek amacıyla akıllara sığmayan bir dava açmışlardı.

Dava sonucunda kaybeden onlar, kazanan biz olduk.

Bile bile lades demek ne zevk verdiyse kendilerine artık…

Birileri şahsi egosunu tatmin etmek için operasyon çekecek.

Başarısızlığın faturasını Beytülmal ödeyecek, öyle mi?

Yok öyle üç kuruşa beş köfte, caaaanım efendim.

Ben kaybetseydim, kendi kesemden, ailemin nafakasından vereceğim para Beytülmal’e gidecekti.

Onlar kaybedince Beytülmal’den çıkacak bu para.

Şimdi top, bu sıralar aşırı Beytülmal hassasiyeti sergileyenlerde.

“Beytülmal’a el uzatmadık, uzatanın da elini kırarız.” diyenlerde.

Söylemleri lafta mı kalacak?

Yoksa gereğini yapacaklar mı?

Bekleyip göreceğiz…

Bu arada kıymetli avukatlarım Osman Tanman, Fatih Kehya ve Esra Aşut’u başarılı savunmalarından dolayı tebrik ediyorum.

Epeyce bir akide şekeri hak ettiler.

Yazarın Diğer Yazıları