Kesirigin nahnaları, çimentonun tozundan,Sudegince, beton olup donacah.
Demiş rahmetli Şeref Tan.
Çimentonun tozu yüzünden yıllardır nahna beton çimen taş oluyor.
Fabrikadan çıkan toz insan sağlığına zarar vermeye devam ediyor.
Nahna yetiştirmekten vazgeçtik.
Çevre mahalle sakinleri nefes alamıyoruz diyorlar.
Yazın pencere açamıyoruz.
Kanser olma riski taşıyoruz diye şikayet edip duruyorlar.
Yıllardır taşınması için herkes bir mücadele veriyor.
Yıllardır da bu konu şehrin gündeminden düşmüyor.
Ama aynı tas aynı hamam.
Fabrika yerinde duruyor.
Elazığlı ise bitmeyen bir umutla taşınmasını bekliyor.
Fabrika bırakın taşınmayı, ismini şehrin marka değeri deyip gurur duyduğumuz Elazığspor’un önüne yazdırıyor.
Yani anlayacağınız vekilimiz Semih Işıkver ’in ifade ettiği gibi “HEM ZEHİRLENİYORUZ, HEM ALKIŞLIYORUZ.”
Buda biz Elazığlılara mahsus bir özellik olsa gerek.
Kısacası fabrika çalışanları ve Elazığspor yöneticileri dışında herkes fabrikanın taşınmasını veya kapanmasını istiyor.
Herkes istiyor ama bu şehir bunu bir türlü başaramıyor.
Sağolsun Sayın Semih Işıkver vekilimiz son zamanlarda bu işin peşini bırakmıyor, müthiş bir mücadele sergiliyor.
Verdiği mücadeleyi, sarfettiği eforu takdir etmemek mümkün değil.
Sayın Vekilim beni mazur görsün, sakın yanlış anlamasın, hele hele bana akıl mı veriyorsun demesin.
Bu sorunun pratik ve kısa zamanda çözümü hususunda sadece kendisine değil herkese ufak bir tüyo vereyim istiyorum.
Bu işi Alaaddin'in Sihirli Lambasından çıkan CİN gibi şipşak halledecek biri var.
İstesin çimento fabrikası bir hafta içinde kapanır.
Dilesin çimento fabrikası 6 ayda şehir dışına taşınır.
Şehrimizin yetiştirdiği bir bürokrat kendisi.
Ankara’da.
Gerçi bir ayağı çoğu zaman YURT DIŞI nda ama.
Devlet kademelerinde inanamayacağınız kadar gücüvar.
Halledemeyeceği bir iş yok anlayacağınız.
Çevre, ses, gürültü konularında çok hassas.
Hele hele toz konusu oldumu tutabilene aşk olsun.
Bu konularda açamayacağı kapı, ikna edemeyeceği isim ve makam yok.
Bu cevval bürokratımız bu işi başaracağına kalıbımı basarım.
Yeterki istesin.
Çimento fabrikasının taşınması veya kapanması bilafına bakar.
220 Nüfuslu köyünde üç ayda bir çıkan zararsız toz dolayısı ile sarfettiği eforu ve neler yaptığını bilen biliyor.
O sebeple her gün çıkan kimyasal tozdan zehirlenen Elazığlılar için “Bana ne”demez.
Köyü için herşeyi yapan biri şeheri için görevden kaçmaz.
Seve seve hem de oturduğu yerden yapar.
Bir aransa veya kapısı çalınsa şappadanak sorun çözülür.
Kaldırır telefonu, arar ilgili bakanları.
Olmaz denilen işi hoppadanak çözer.
Şehir zehir solumaktan kurtulur.
Eski Terminalin yerinde yapılacak parkta da insanlar maske takmadan oturur.
Bence denemekte fayda var.
Hele bi arayın,konuşun.
Ne diyecek, ne yapacak?
Ondan sonra da çıkın açıklayın.
Neler yapmış, neleri yapmaktan kaçınmış.
Köyünü mü çok seviyormuş, şeherini mi?
Herkes öğrensin.
Bu cevval bürokrat kim mi?
İsmini merak ediyorsunuz değil mi?
İnanın merak etmekte çok haklısınız.
Ama beni de anlayışla karşılayın.
İnsanlar benim iyi yazdığımı bile kötü yorumluyorlar.
Bir kere isim yazdım şimdilerde para biriktirmeye çalışıyorum.
O yüzden isim yazmaktan korkuyorum.
Malum en düşük emekli maaşı 12.500 TL oldu.
Bana da biraz yazığız gelsin.
Biz de ev geçindirik zahar.