Elazığ seçmeni 24 Ocak depremi sonrası gerekli mesajı vermişti aslında.
Bir daha “Sahipsiz Elazığ” diye haykırmak istemediklerini dillendirmişti.
Bu defa partime değil isme oy vereceğim diye bas,bas bağırmıştı insanlar.
Halk tarafından sevilen ,tabanda karşılığı olan,peşinden onbinleri sürükleyecek isimler arzulamıştı.
Kendisine tepeden bakacak,halktan kopuk,antipatik,tepeden inme isim istememişti.
Hele,hele kendi tabanlarından olmayan İTHAL aday’a aman,aman demişti.
Seçmen istediği ve istemediği aday profilini AÇIK,açık anlatmıştı.
Tabiri yerindeyse robot resimlerini bile çizmişti.
Siyasetçilerde bu mesajları almış ve kendilerine göre gereğini yapmışlardı.
Hazırladıkları aday Listeleri ile seçmenin karşısına çıktılar.
21 yıl sonra Bağımsız adaylarında yarışacağı bir tablo çıktı ortaya.
Aday listeleri çok konuşuldu,çok tartışıldı.
Kimileri böbürlene,böbürlene bu listeyi ben yaptım deyip ortalarda dolaştı.
Kimileri utancından olsa gerek sahaya bile çıkamadı.
Seçim kampanyası sürecinde herkes söyleyeceğini söyledi,anlatacağını anlattı.
Dün mesajını veren seçmen hepsini tek,tek dinledi.
İnce eleyip,sık dokudu ve kararını verdi.
Pazar günü sandık başına gidecek.
Ülkemizin Cumhurbaşkanını seçecek.
Şehrimizide beş yıl boyunca parlementoda temsil edecek beş milletvekilini.
14 Mayıs akşamı seçmenin mesajını kim anlamış,kim anlamamış.
Kim halkı duymuş,kim halkına sağır kalmış sandıklar açılınca ortaya çıkacak.
Seçmen kime destek,kime ders verecek göreceğiz.
Seçmen Diasporanın adaylarını mı,davası için ter akıtanları mı ?
Kendisine dayatılan isimleri mi ,kendisinin istediği isimleri mi tercih edecek bilemiyoruz.
Ama Şunu iyi biliyoruz ki!
Elazığ seçmeninin bu kez ;
“"Seçimden 3 ay sonra başladılar 'Elazığ'ın sahibi yok' diye. Sen seçiyorsun, seçme o zaman" dedirtmeyecek.
Sandıktan çıkacak sonucun önce ülkemize sonrada şehrimize hayırlar getirmesi dileği ile…
