Mehmet Şağbanşua

SUSMA ! SUSTUKÇA…

Mehmet Şağbanşua

Susmak birçok erdemle ilgilidir.

Sağduyu, edep, saygı, mütevazilik gibi.

Bazen bir nevi kendimizi arzu etmediğimiz bir şeyi yapmaktan korumak amacı ile susarız.

Bazen lafı söyleyenlerin adam olmadığını bildiğimiz için susarız.

Karşımızdaki ile zekamızın, ahlakımızın ve vicdanımızın eşit olmadığını bildiğimizden de susarız.

O kadar kırılmışızdır ki, dile gelmez bir türlü duygularımız.

Herşeyi içimize atar ve suskun kalmayı tercih ederiz.

Eğer gıybet edeceksen susmak, kalp kıracaksan susmak, karşındakini inciteceksen susmak en iyi yoldur çoğu zaman.

Çok suskun kalmak da bünyede olumsuz tahribatlara yol açıyor elbette.

Telafisi de,tedaviside uzun zaman alabiliyor.

Meraklı bir toplum olduğumuz için susanı değil konuşanları nazarı dikkate alırız hep.

Susanlar susmaya devam ettiği müddetçe de konuşanlar haklı,konuşulanlar doğru kabul edilmeye devam eder.

Susmak bazen onların haklı, sizin haksız olduğunuzu kabul ettiğiniz manasında algılanabilir.

Herkesin ne diyeceğinizi merak ettiği, kalitenizi ortaya koyacağınız anı hasretle beklediği bir zamanda sessiz kalmak etrafınızda size inanan, size güvenen, sizi seven insanları derinden üzer.

“İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak” demiş Sadi Şirazi.

Ruhunuzun kararmaması için susmak gerekirken susmayı, konuşulacak yerde konuşmayı becerebilmeliyiz.

Olayların perde arkası merak edilirken suskun kalmakla birilerinin ekmeğine yağ süremeyiz.

Hakkımızda çirkin isnatlar, iğrenç iftiralar varken suskun kalmayı tercih edemeyiz.

Hele ki konuşulanlar sadece bize değil tüm sevdiklerimize zarar vermeye başladığı zaman susma hakkımızı kullanamayız.

Onların işi gücü iftira atmak, atmaya devam etsinler “Doğruları Rabbim bilsin yeter” deyip bir kenara çekilemeyiz.

Yunus gibi, “Edebim elvermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevaptır edebî elden gidene”diyemeyiz o vakit.

Edebi elden gidene, hakedene hakettiği cevabı vermeye mecbur hissederiz kendimizi.

Ve yapılması gerekeni yaparız.

Susmayız. Konuşuruz.

Çıkar arslanlar gibi haykırırız.

Sonrada yolumuza devam ederiz…

Yazarın Diğer Yazıları