“Şeyh uçmaz müritleri uçurur” derler.
Bizimkiler uçan şeyhi alaşağı etmeye çalışıyorlar.
Yahu nedir sizin derdiniz.
Bak diğer müritler öyle bi uçuruyorlarki adam nerdeyse UZAYA GİDEN İLK TÜRK olacak.
Siz paçasından tutmuş aşağıya doğru çekiyorsunuz.
Nedir bu kininiz.
Anlı-Şanlı müdür yaptı sizi.
Partilisi bile değildiniz oysa.
Trafikte yaşadıklarınızı görmezden geldi.
Her türlü söylentiye kulak tıkadı.
Sahip çıktı.
Bu mu bu kadar iyiliğin karşılığı?
40 bin liraya ağaç ne?
Nerden çıktı.
Zeytin mi satacaksınız,yağını mı?
Gölgesinde mi uyuyacaksınız.
Daha uygun bişey bulamazmıydınız?
Efendim bu bildiğiniz bi ağaç değil tam 30 yıllık.
Özel bi ağaç yani.
Bakımı özen istiyor.
Özel budanıp şekiller veriliyor.
Bu paraya değer diyebilirsiniz elbette.
Nede olsa at ağanın.
Cebinizden çıkan bişey yok.
Personelinize daha az zam vermek için kırk takla atarken 40 bin TL’ye Bonsai Zeytin Ağacı almak ne kadar etik.
Ayçiçek yağını 20 TL daha ucuza almak için Tarım Kredi kooperatiflerinin önünde saatlerce kuyruk bekleyenler ne derler diye hiç düşündünüz mü?
Elbette düşünmediniz,düşünme ihtiyacı bile hissetmediniz tabiki.
Çiftlik gibi kullandığınız makamlarda zeytin ağacının altında fındık kırmaya devam edin.
Nasıl olsa herkes sağır,herkes kör.Diye de düşünüyor olabilirsiniz.
Eee siz bunları düşünüyor ve söylüyor olabilirsiniz amma ben de diyorum ki!
Bu şeyh;
Zeytin ağacı altında gölgelenen,meskun mahalde olay çıkarıp el altından birilerine sus payı dağıtan,kendi PR’ı için manşet olan ,yaptığı işlemlerde hep bir şeyleri unutup sonradan ekleyen müritlerle şimdi olmayabilir ama pek yakında yere çakılacak.
Hem de ne çakılma.
Demedi demeyin.
