Prof. Dr. Mehmet Çavaş

Bir Milletin Direniş Destanı

Prof. Dr. Mehmet Çavaş

Tarih boyunca birçok savaş yaşanmış, ancak bazı savaşlar yalnızca muharebe meydanında kalmayıp ulusların kaderini değiştirerek tarihin akışına yön vermiştir. Çanakkale Savaşı da tarihin akışını değiştiren savaşlardan biridir. 1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşen bu savaş, yalnızca bir askerî zafer değil, aynı zamanda bir milletin iman ve inancı ile oluşan ruhun, istiklalini ve istikbalini korumak için neler yapabileceğini kanıtlayan tarihi bir dönüm noktasıdır. Çanakkale Savaşında bu ruhun gösterdiği destansı direniş ile İtilaf Devletleri’nin planları bozulmuş ve savaşan ülkeler arasındaki dengeler değişmiştir. Çanakkale Boğazı’nın stratejik geçiş avantajını kullanmak isteyen İtilaf Devletleri, Osmanlı başkenti İstanbul’a ulaşarak Osmanlı’yı saf dışı bırakmak ve Rusya ile doğrudan bağlantı kurmak için Çanakkale Boğazı’nı ele geçirmeyi hedeflemişlerdi. Ancak, Osmanlı ordusunun Çanakkale’de gösterdiği direniş bu planı bozmuş ve Çanakkale Cephesi’nde elde edilen zafer savaşın seyrini değiştirmiştir. İngiltere ve Fransa, Çanakkale’de verdikleri ağır kayıplar nedeniyle savaş stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Rusya’ya yardım ulaştırılamaması ise ülkede ekonomik ve sosyal sıkıntıları derinleştirerek, 1917’de Bolşevik Devrimi’ne zemin hazırlamıştır. Çanakkale’de elde edilen zafer, hem savaşta olan Osmanlı ordusunun moral ve motivasyonunu yükseltmiş hem de sömürge olan diğer toplumlar arasında büyük bir yankı uyandırarak, bağımsızlık için verdikleri mücadelede önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Osmanlı Devleti’nin hem askerî hem de diplomatik anlamda kazandığı bu zafer, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasında da önemli bir rol oynamıştır. Ancak savaşın getirdiği ağır kayıplar, toplumsal yapıyı olumsuz etkilemiş, özellikle genç nüfusun büyük bir kısmının cephede şehit olması, birçok aileyi derinden sarsarak demografik dengeleri değiştirmiştir. Cepheye giden öğrenciler ve öğretmenlerin çoğunun şehit olması, eğitimli insan kaynağını azaltmıştır. Bununla birlikte, erkeklerin savaşa gitmesiyle kadınlar iş hayatında ve sosyal hayatta daha aktif rol üstlenmek zorunda kalmış ve bu durum toplumsal yapıda önemli değişimlere neden olmuştur. Savaşın getirdiği acı ve gözyaşı toplumun hafızasında derin izler bırakmış ve ulusal kimliğin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca savaşta verilen kayıplar, Türk edebiyatında ve kültüründe birçok kahramanlık destanının yazılmasına neden olmuştur ki Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiiri, bu kahramanlık destanlarından sadece bir tanesidir. Çanakkale’de yaşanan ruh ve verilen mücadele, Türk milletinin birlik ve beraberlik içerisinde neler başarabileceğini tüm dünyaya göstermiş ve geleceğini kimsenin inisiyatifine bırakmadan kendisinin belirlediği iradeyi ortaya koymuştur. Dünyanın en büyük savunma savaşlarından biri olarak tarihe geçen Çanakkale Savaşı ve bu savaşta şehit olan askerler, sadece Türk milletinin değil aynı zamanda barış ve insanlık mücadelesinin de birer sembolü haline gelmiştir. Bir milletin sahip olduğu imanın ve inancın oluşturduğu Çanakkale ruhu, daima diri tutulmalı ve nesilden nesile aktarılmalıdır. Bunun için Tarih eğitimi, öğrencilere duygusal bağ kurduracak şekilde görsel materyaller, sanal gerçeklik uygulamaları ve saha gezileri ile desteklenmelidir. Bununla birlikte, kültürel ve sanatsal faaliyetler kapsamında tiyatro, film, belgesel ve edebi eserler modern tekniklerle hazırlanarak genç nesillerin hizmetine sunulmalıdır. Her yıl düzenlenen 18 Mart Çanakkale Zaferi anma programlarına, geniş katılımlı organizasyonlar yapılarak gençlerin aktif rol alacağı çeşitli yarışmalar ve projeler teşvik edilmelidir. Gençlerin ilgisini çekebilecek sosyal medya, artırılmış gerçeklik ve belgesel formatında çeşitli dijital içerikler üretilmelidir. Yapılacak bu gibi çalışmalar hem toplumsal hafızanın korunmasını hem de Çanakkale ruhunun nesilden nesile aktarılmasını sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki "Çanakkale Geçilmez" sözü, yalnızca bir askerî zaferin ifadesi değil, aynı zamanda bir milletin istiklal ve istikbali uğruna verdiği mücadelenin; iman ve inançla şekillenen ruhun, kararlılığın ve vatan sevgisinin en güçlü nişanesidir…

Yazarın Diğer Yazıları