Prof. Dr. Mehmet Çavaş

Vergi Sistemi ve Sosyal Etkileri!

Prof. Dr. Mehmet Çavaş

Vergi, devletin finansman ihtiyacını karşılamak ve kamu hizmetlerini yürütmek için uyguladığı temel ekonomik araçlardan biridir. Vatandaştan alınan bu vergiler toplum üzerinde ekonomik, sosyal, politik ve kültürel etkiler oluşturmaktadır. Bu nedenle uygulanan vergi politikaları bir taraftan devlete önemli bir gelir kaynağı sağlarken, diğer taraftan da sosyal ve ekonomik dengeyi oluşturacak şekilde olmalıdır. Türkiye, gelişmekte olan ekonomik yapısı ile birlikte toplumun farklı gelir düzeylerine sahip olması, vergilendirmede birtakım zorlukları ve adaletsizlikleri de beraberinde getirmektedir. Ülkemizde uygulanan vergi türleri, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, Damga Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi, Aydınlatma ve Çevre Temizlik Vergisidir.  Devletin farklı isimler altında aldığı bu vergiler hazine gelirinin yaklaşık %80-85’ini oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizin en önemli gelir kaynağının vergiler olduğunu ve ekonominin bozulduğu dönemlerde vergiler artırılarak açığın kapatılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu ekonomik modelin sürdürülebilir olmadığı ve vatandaşa ekstra yük getirmenin ötesine geçmediği açık ve net bir şekilde görülmektedir. Bu nedenle devletin bu anlayıştan vazgeçerek üretime yönelmesi ve hazine gelirlerini üretimden elde etmesi hem vatandaşın vergi yükünü azaltacak hem de sürdürülebilir bir ekonomik yapıyı oluşturacaktır. Özellikle KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler vatandaşın üzerinde ciddi bir yük oluşturmakta ve vatandaşın alım gücünü düşürerek yoksulluğa ve sefalete sürüklemektedir.  TUİK’in 2022 yılı verileri, Türkiye’de en yüksek gelir düzeyine sahip kesim ile en düşük gelir düzeyine sahip kesim arasındaki farkın açılmasında dolaylı vergilerin önemli bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Toplanan vergilerin %60’ından fazlasının dolaylı vergiler olması düşük gelirli vatandaşlar üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır. Bununla birlikte uygulanan yüksek vergi oranları ve kurumsal vergiler, yatırım maliyetlerini artırarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemektedir. Sermaye kazançları üzerindeki vergilendirme, girişimcilik faaliyetlerini sınırlamaktadır. Merkez Bankasının raporuna göre, sermaye kazançları ve kurumlar vergisinin yüksek olması, küçük işletmelerin yatırım yapma kapasitesini %8 oranında düşürdüğünü göstermektedir. Yine TÜİK verilerine göre ülkemizdeki en düşük gelir grubunun harcamalarının %30’unun alınan dolaylı vergiler ile devlet tarafından geri alındığını göstermektedir. Yüksek enflasyon ve uygulanan yanlış vergi politikaları tüketici fiyatlarını artırmakta ve bu durum vatandaşın alım gücünü düşürerek yoksulluğa mahkûm etmektedir. Bu yüzden sosyal barışın sağlanması ve toplumun refah düzeyinin yükseltilmesi için vergi adaleti mutlaka sağlanmalıdır. Vergilendirmede adaletin sağlanması hem düşük ve dar gelirli gruplar üzerindeki dolaylı vergi yükünü azaltacak hem de vergi sisteminin daha adil ve dengeli olmasını sağlayarak vatandaşın devlete olan güvenini artıracaktır. 2021 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma da vatandaşların %45’i vergi gelirlerinin etkin kullanılmadığına inandığını belirtmiş ve bu durumun vergi kaçakçılığını artırdığını ortaya koymuştur. TÜİK, Türkiye’de kayıt dışı ekonominin 2023 yılında %27 civarında olduğunu belirtmiştir. Bu durum, vergi sisteminin etkinliğini azaltmakta ve kamu hizmetlerine ayrılabilecek kaynakları sınırlamaktadır. Sonuç olarak, ülkemizde uygulanan vergi politikaları, ekonomik büyüme, gelir dağılımı, sosyal adalet ve siyasi istikrar gibi pek çok alanda önemli etkilere sahiptir. Bu yüzden vergi sisteminin daha adaletli hale getirilmesi, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin azalmasına ve toplumsal huzurun korunmasına katkı sağlayacaktır. Bunlar ile birlikte vergilendirmenin sosyal dengeyi gözeten bir yapıda olması, uzun vadede daha dengeli bir ekonomik büyüme ve sosyal yapının oluşmasını sağlayarak toplumsal barışa katkı sunacak ve kayıt dışı ekonomik faaliyetleri azaltarak devletin gelirini artıracaktır. Aksi takdirde, geçmişte olduğu gibi, bugün de vergi affı uygulamalarıyla çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi alınmaya devam edilirse, vergide adaletin sağlanması zorlaşacak ve toplanan vergiler etkin bir şekilde kullanılmayacaktır. Bu gelirlerin faiz lobisine ve imtiyazlı holdinglere aktarılmaya devam edilmesi hem sosyal ayrışma ve adaletsizliği derinleştirecek hem de vatandaşların devlete olan güvenini sarsmaya devam edecektir…

Yazarın Diğer Yazıları