Yakup Baş

KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ İLE NEREYE KADAR

Yakup Baş

Yaklaşık 2 yıl evvel bu konuda yine bir yazım olmuştu. 2020 yılında Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine aktarılan garanti ödemelerinin, korkunç rakamlara ulaşacağına dair endişelerimi beyan etmiştim. Gelir gider dengesine bakarak ileriye dönük yıllarda oluşacak cari açığı bilmek ekonomist olmayı gerektirmez. Aylık gelirinizden her ay bin tl daha fazla harcarsanız yıl sonu 12 bin TL borcunuz olur ve bunu ödemek için faizle para almak gibi çarelere basvurursunuz. Ne gariptir ki iktisat yapmak zor gelir, kamu harcamalarını kısmak zor gelir, üstüne de ekonomiye katkısı olmayan binaları diktiğinde cari açık alır başını gider. 2018'de 6.2 milyar TL olan 2019'da 9.7 milyar TL olan KÖİ giderlerine 2020'de 18.9 milyar TL ayrılmıştı ve dikkat çekici büyüme karşısında yazma ihtiyacı hissetmiştim. Bu değer 2021 yılında 42.5 milyar TL'yi buldu. 2022 sonuna gelindiğinde ise toplamda günümüz döviz karşılığı yaklaşık 130 milyar TL'yi bulacak ve yıllarca bu durum böyle devam edecek. Ayrıca yabancı para cinsinden dış kaynağa dayalı olarak girişilen bu yatırımların, hangi siyasal atraksiyonlar tarafından akamete uğrayacağı belirsizdir. Köprüler hastaneler otoyollar her vatandaşın isteyeceği kamu hizmetleridir. Örneğin Avrasya tüneli ya da kuzey Marmara yolu bölgenin yaşam kalitesine ne kadar olumlu yansımıştır.  Temennimiz bu projelerin belli grupları zenginleştimenin ötesinde kalıcı olarak ülkemiz insanının hizmetine en iktisadi şekilde sunulmasıdır ve bu hizmetlerin bizden sonra gelen nesillere borç olarak değil yine hizmet olarak kalmasıdır. Aslında niyetleri tahlil etmek bazen çok da zor değildir. Kendi yaşadığımız şehirden bakarsak olaya, 20 yıllık ovalarımızın suya hasreti devam ederken Elazığ stadına kaynak bulunması sizce de garip değil mi? Şehrimizdeki olumsuz asayiş olayları şehrin gidişatı konusunda bizlere maalesef umut  vermiyor. Bozuk ekonomi kişiliksiz insan yetiştirir sözü günümüz Elazığ'ı için söylenmiş gibi. Bu yüzden ekonomiye sadece rakamsal anlamda bakmayın hem insanın hem şehrin sosyal statüsünü belirlemede çok geçerli bir argüman olduğu tartışılmazdır. Daha yaşanabilir bir Türkiye ve Elazığ için daha güçlü bir  ekonomi şarttır.

Yazarın Diğer Yazıları