Nurhat Halisdemir

Acayip Bir Değişim Süreci

Nurhat Halisdemir

Sadece laf olsun diye temenni de bulunuyorum; yoksa 2024’ün ne huzur ve ne de mutluluk getirmeyeceğini biliyorum!

Mutlu Yıllar…

Ve rahatlıkla diyorum ki 1 Nisan şakasına toplumun tüm katmanları hazır olsun…

Tuzu kuru olanlar;

 Krizi fırsata dönüştürecek maddi ve siyasi destekleri olanlar;

 Ve en önemlisi vicdanı ile cüzdanı arasına duygusal bağ(!) koyabilenler için altın bir döneme gireceğiz…

Her ne olursa olsun artık ülkede tek gündem yerel seçimler olacak ve adı açıklanan şehr’ül emin adayları muhtemelen kendilerinden önceki belediye başkanlarını suçlayarak süreci tamamlamaya çalışacaktır. İşin ilginç yanı buna inanan bir topluluk da “var ol-sen ol” naralarıyla TV ekranlarından tutun da meydanlarda endam edeceklerdir.

İşte böyle bir süreci haliyle bizde Elâzığ’da hep birlikte yaşayacağız!

Buradan tavsiyem ise adaylara size oy vermem için 5N1K sorusunu doğru cümlelerle sormanız olacaktır…

Mesela; seçildiğiniz takdirde “NASIL” bir belediye başkanlığı yapacaksınız?

Karşının vereceği cevap muhtemelen şöyle olacaktır. Ya değişimi şehrin her yerinde göreceksiniz benim başkanlığımda; ya da Sosyal belediyeciliğin gereklerini uygulayacağım olacaktır…

İşte bu cevabı veren ADAY bilin ki hiçbir şey yapmaya muktedir değildir ve akraba, siyasi parti yandaşları ile o meşhur kanaat önderlerine hizmet edecektir.

Peki, cevap ne olmalıdır derseniz şeffaflıktan, partinin değil şehrin başkanı olacağından ve alınan her kararı kamuoyuna doğru ve sebepleriyle izah edeceğini beyan edenlerden olacağım diyebilmelidir. Bunu toplumla bir mutabakat kabul edeceğini ve yerine getiremezse namusu-şerefi üzerine çekileceğini beyan edenler makbul sayılmalıdır!

Diğer soru; “NİÇİN” aday oldunuz? Sorusu olmalıdır.

Eğer; toplumun benim ve aday olduğum partinin bilgi-birikim ve tecrübeleriyle… Diye başlayan bir cümle kuruyorsa bilin ki şehri yönetmeye değil; önce genel başkanını ve sonra egosunu tatmin etmeye yönelik bir süreci yönetecektir!

İstenen cevap eğer; kanunlar ve yönergeler çerçevesinde rutin kararların dışında; şehri ilgilendiren konularda karar vericilerin “vatandaş” olacağını ve önemli konularda mutlaka vatandaşa danışacağını beyan edenlerle;

Şehrin imajını ve marka değerlerini artırmak için adayım cevabını verenlere bakmak lazım…

Bunu sağlayan ya da sağlamaya çalışan birkaç belediye başkanı diyeyim belki daha anlaşılır olur meramım!

Fatma Şahin; Gaziantep onun sayesinde markalaşma yönünde bayağı aşama kaydetti. Tunceli’nin komünist başkanı Maçoğlu ve Bolu’nun isyankar başkanı Tanju Özcan…

Vallahi benim aklıma gelen başkan tiplemeleri hep bunlar ve bu şehrin böyle radikal kararlar verebilecek adaylara ihtiyacı var. Şayet Marka şehir, halkıyla bütünleşmiş ve gerektiğinde genel başkanına dahi duruş sergileyebilecek birisi olursa tamam derim.

Dikkat ettiyseniz yerel seçimler için “doğru parti” demiyorum; “doğru aday” ve “şeffaf aday” diyorum başka da bir şey demiyorum.

Kent imajı demişken; kendiliğinden kabul gören ve Elazığ’ın kültürel imajı olan “çaydaçıra” harici bir bilinirliğini, tanınırlığını dermişiniz mesela?

Neden oluşturulmadı?

Peynirli ekmek ve sağ olsun köfteci Amcanın salçalı köftesinden başka neyi var bu şehrin markalaşması için?

Söyler misiniz?

Ben birkaç tane diyeyim!

Mesela; sanki adamın evinin içinden geçercesine yapılmış bir üst geçit-köprü karışımı mühendislik ve belediyecilik şaheseri!

Mesela; alt geçitler, yan yollar ve şehir plancılarının hayretle karşıladıkları yol ve güzergâhlar!

Mesela; tamamen duygusal(!) ilişkilerle belirlenmiş ve sırf birilerinin güç gösterisine dönüştürdüğü bölgelerin imara açılması…

Aklıma şimdilik gelenler bunlar ama mutlaka araştıracak ve kamuoyuyla paylaşacağım.

Sonuç olarak 5N1K’nın K’sına siz değerli Elazığlılar karar verecek ama ben 5N’nin ikisini yazdım; diğerlerine de mutlaka değineceğim.

Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları