Futbolda bildiğim kadarıyla esas üç bölge vardır. Defans, orta saha ve ileri bölge olarak tanımlayabiliriz. Ancak 1984 yılında oynanan İngiltere-Türkiye maçında kalede Fenerbahçe’nin kalecisi Yaşar sekizinci golü yedikten sonra takım arkadaşlarına şöyle seslenmişti; “Allah’ını seven defansa yardıma gelsin” ve hiç unutmam Erdal Keser gülerek kaleci yaşarın başını okşamıştı…
Günümüzde ise yaklaşan seçim sürecinde adayların bir kısmı vekillerini ve teşkilatlarını hücum hattına yönlendirirken; bir kısmı da savunmaya çağırıyor ama ya sesleri duyulmuyor ya da bu işte bir “çapanoğlu” oyunu var gibi geliyor!
Neden derseniz izah edeyim;
Seçim genelde “kazanma” üzerine stratejisi kurgulanmış veya en azından bir önceki seçimden daha fazla oy almaya yönelik “takım” oyunudur. Ancak ne hikmetse takımların as oyuncuları çok “kaçak” oynamayı tercih ediyorlar.
Ancak bunun sebebi bir sonraki maça “sakat” ya da takımın “her şeyi benim” algısından mıdır bilmiyorum; lakin olan kaleciye oluyor…
Birde işin teknik direktör ve ekibinin yanı sıra kulüp başkanı ve yönetim kurulu var! Onların tuzu kuru çünkü her hâlükârda önce kaleciyi ve sonra da takımın gözde futbolcularını satarlar!
Olan ise kime olur bu sözde stratejik oyun planlamasında?
Vallahi gecesini gündüzüne katan, çoluğuna çocuğuna zaman ayırmayan, sesi kısılıncaya kadar takımına ve oyunculara tezahürat eden seyirciye olur…
Ancak seyirciyi de üç kısımda tasnif etmek gerekiyor!
Samimiyeti sorgulanmayacak kadar fanatik olanlar;
…miş gibi yapanlar;
Başta yönetici ve takımın teknik heyetine görüntü vermek için bol bol fotoğraf sosyal medyalarında resmin altına da “pazara kadar değil; mezara kadar” paylaşımı yapanlar!
İşte böylesi maçlarda olan kaleciye ve fanatik seyirciye olurken; pastadan büyük dilimi yiyenler forvetteki kazmalarla mezara kadar diye paylaşım yapanlardır…
Bu arada bir sonraki seçim için takım değiştirenler ve transfer olanlar kendilerince mutlu olsalar da asıl kazançlı çıkan oynadıkları sezon içinde gayri resmi bahis oynayanlarla onları bir araya getiren baronlarıdır…
Son olarak kalecilere şunu salık veririm!
Maç boyunca herkesi ve her kesimi iyi gözlemleyin ve hatta bol bol not alın; çünkü maç sonucunda suçlanan veya en azından “zayıf” kaleciydi ve o kaleyi doldurmayacağını biz biliyorduk diyenlerin suratına çarparsınız…