Nurhat Halisdemir

Ya deprem olmasaydı!

Nurhat Halisdemir

Başta Elazığ olmak üzere; deprem gerçeğiyle yüzleşen illerin belediye başkanlarının bir önceki dönemle ilgili icraatlarını sıralayın desem inanın ki bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır…

Yapılanı yok saymıyor; aksine kuruluş ve gayesini yerel yönetimlerin vizyonunu ve misyonunu kabaca tanımlayan; halka hizmet, sosyal hayatı iyileştirme ve imkanları eşit dağıtma kriterleri doğrultusunda belediyelerin icraatlarını değerlendiriyor ve kırmadan incitmeden öyle yazmaya çalışıyorum!

Bu makaleyi hazırlarken amiyane tabiriyle “işkembeden sallamış” denilmemesi için 81 il içinde büyükşehir ve şehirler içerisinden “bölgesel, nüfus oranı, bilimsel makalelerden şehirlerde yaşayanların memnuniyet düzeyleri gibi kriterlerin yanına birde mensup oldukları partiler açısından bir örnekleme yaparak tek tek inceledim ve bu doğrultuda yazmaya gayret gösterdim.

Rahatlıkla tüm belediyeler için; kurumsal olmasına rağmen “vizyon ve misyon” kavramlarını tanıtım sayfalarında(web sayfalarında) işlememiş haliyle hepsi için “Vizyonsuz bir başkan” ve “Misyonsuz bir yönetim” anlayışıyla; yani güne, gündeme ve şartlara göre hareket eder, dönemimizi bitiririz anlayışıyla yönetildiğini diyebilirim!

Ayrıca birkaç tespitte daha bulunacak ve sonra makalenin başlığına dönüş yapacak; böylelikle maruzatımı daha iyi anlatmış olacağım.

Belediye hizmet amaçlı kurulan bir işletme ve müşterileri de o şehirde yaşayan halk olduğuna göre;

Şehrin konumlandırılması, İmajı ve vizyonunu tanılandırarak asli görevlerini hatırlatmanın bu seçim sathında çok önemli olduğunu ve seçmenin bu mantıkla tercih yapmasının doğru olacağını düşünüyorum.

Öncelikle şehrin konumlandırılması derken;

Şehrin konumlandırılması, ”şehrin müşterisi olabilecek kişilerin zihninde şehre ait özel bir yerin tespit edilmesi ve planlı pazarlama iletişimi çabaları ile ilgili yere/pozisyona şehrin yerleştirilmesi anlamına gelmektedir.”

Akıllara başarılı ve güçlü bir şehir markası getirmenin ilk yolu, markanın rakiplerinden farklılaştırılmasıdır. Marka konumlandırma, öncelikle şehir markasının farkındalığını sağlayan ve onun tüketicilerce(vatandaşa) hangi özelliklerle hatırlanacağını belirleyen bir kavramdır.

Şehir vizyonu, ”kentin geleceğinin kurgulanması yolunda geliştirilecek olan küresel, ulusal, yerel ölçekte değişimleri, yeni dinamikleri ve gelecek kuşakları dikkate alan, temel kentsel ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra yaşam kalitesinin yükseltilmesi, geleceğe yönelik gelişme stratejilerinin saptanması, sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik zenginliklerin yaratılması ve bunların adil dağılımının sağlanması, şehirde yaşayan vatandaşlar başta olmak üzere tüm ortakların bir araya gelerek ortak amaçlarda birleşmeleriyle oluşturacakları esnek ve yaratıcı politikalar, programlar, projeler, önlemler ve yatırımlar bütünü” olarak tanımlanmaktadır.

Şehir imajı, ”şehrin neler sunacağının ve karakterinin tek bir mesaj halinde aktarılması, rakipleri arasında farkındalık sağlanması ve kişilerin zihinlerine ve duygularına aynı anda hitap edebilmesidir.”

İnsanların ve markaların imajını etkileyen birçok unsur bulunduğu gibi şehirlerinde imajı çeşitli faktörlere bağlıdır. Tarihi ve turistik alanlar, düzgün bir alt yapı sistemi, güvenli ve kolay ulaşım ağı, doğal güzellikler, eğlence ve dinlenme alanları gibi etkenlerin diğer kentlere göre bulunduğu şehrin imajına olumlu avantajlar sağlayacağı ortadadır. Şehir imajı doğrudan insanların şehir hakkındaki algı ve izlenimlerinden oluşmakta ve olumlu bir imaj sağlayabilen şehirler günümüz rekabet koşullarında avantajlı ve sürdürülebilir bir gelişim gösterebilmektedir. Bu sebeplerden şehir imajı kavramı, şehir markası oluşturma yolunda büyük bir öneme sahiptir.

Evet; işte bu tanımlamalar çerçevesinde kendilerine ve dolayısıyla partilerine oy istemeye gelen değerli belediye başkan adaylarına kendilerini anlatırken;

Nasıl bir belediyecilik?

Vizyon ve Misyon olarak var olana ne ekleyeceksiniz?

Şehrin markasının ne olacağını ve marka olarak ne düşünüyorsunuz?

Bugüne kadar sizce şehrin en önemli probleminin ne olduğunu ve eğer seçilirse nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?

Şehrin mevcut imajının depremde harabe haline dünmüş; köhne yapılarla, eskimiş alt yapıyla, dar ve plansız sokaklarla, kalabalık ve tek merkeze yayılmış iş merkezleriyle, çok katlı ve kontrolsüz binaların görüntü bozukluğuyla nasıl mücadele edeceksiniz?

Elbette bu soruların çerçeveleri genişletilip artırıla bilinir; işte bu kısım tamamen bilinçli ve şehrini seven vatandaşlara kalmıştır.

Gelelim Ya deprem olmasaydı? Kısmına…

Şuan itibarıyla vekillerin dillerine pelesenk olan bir rakam dolanıyor; 25 bin konut yapıldı!

Sayın vekillerim o konutlar çürük diye yıkılıp yerlerine yenisi yapıldı değil mi?

Peki; bu şehri neredeyse çeyrek asırdır aynı zihniyet ve parti yönetiyor nerdeyse(?) 2020 depreminde 6.8 değil de 7.4 Maraş merkezli olan deprem kadar sürseydi yine çıkıp 25 bin konut yapıldı deyip bunu kamuoyuna iyi bir şeymiş gibi mi anlatacaktınız? Bu mantıkla mı sizler vekil oldunuz?

Yazık; hem de çok yazık…

24 Ocak depreminde ölenlere rahmet, evi yıkılanlara sabır; şu seçim sürecinde de feraset, öngörü ve fanatizmden uzak kararlar vermelerini diliyorum…

Yazarın Diğer Yazıları