Bu haftaki yazımızda Siyonizm ve sadık uşakları hakkında belki de bir çok kişinin yazdığı şeyleri tekrara gireceğiz. Siyonizm’in ne olduğu? ,nasıl çalıştığı? ve onun sadık uşağı nasıl olunur? Sorularının cevabını zamanında Prof.dr. Necmeddin Erbakan defalarca anlattı. Artık az veya çok kimin ne olduğu da ortadadır. Burada benim özellikle vurgulamak istediğim temel tek bir şey var aslında , Kudüs veya Filistin davası kesinlikle İslam ümmetinin turnusol kağıdıdır artık. Verilen tepkilere bakın hemen ne olduğunu tek seferde anlarsınız.. Filistinlilere acıyormuş gibi görünenimi ararsınız, altında bilgiçlik taslayıp İsrail ile hamasın ortak olduğunu söyleyenimi ararsınız, bu Filistinliler var ya bunlar zamanında Osmanlı’yı arkadan vurdu gibi dahice fikirleri olanlarımı ararsınız, bunlar topraklarını satmadılarmı? diyen dâhileri mi ararsınız? Hepsinden bolca var…
Bilindiği üzere kutsal Kudüs kenti yıllardır dünyanın gözü önünde işgal altındadır. Terörist bir rejim olan Siyonist İsrail, on binlerce Filistinliyi şehid edip Müslüman topraklarını yağmalamaya devam ediyor, bununla da kalmayıp ilk kıblemiz mecsid-i aksa’nın bulunduğu Kudüs şehrini Siyonist rejimin başkenti ilan ettiler. Bu kararı aldıklarında muhtemelen ne kendileri ne de sadık uşakları kendi sonlarının başlangıcını hazırladıklarını belki de bilmiyorlardı. Bölgede dünyadaki tüm terör örgütlerini besleyen Amerika aynı zamanda milyonlarca masum insanın kanını akıtmış, her türlü savaş suçu rekorlarını elinde bulunduruyor.
Diğer taraftan israil’in bir başka sadık uşağı Suud yönetimi israil ile savaşmak caiz değildir fetvaları yayınlıyor, öyle ki kabe imamı olan bir zat İsrail’e aleni destek verecek kadar alçalmıştır. Evet ilk kıblemiz aksa işgal altındadır ve mutlaka işgalden kurtarılmalıdır ama artık şu da çok net ortaya çıkmıştır ki şu an ki kıblemiz Kabe’de işgal altındadır.. her ikisinin kurtarılması için çalışmak Müslümanların boynunun borcudur.
Artık çok net olan bir şey var, saflar artık çok belirginleşmeye başladı. Bir yanda Siyonist rejim ve onların dünyanın her yerinde ki sadık uşakları diğer yanda her türlü zulüme ve işgale karşı onurlu bir şekilde karşı duran direniş ekseni. Burada bu zulüme karşı duran yabancı ülkelerdeki Müslüman olmasalar dahi onurlu insanlara selam olsun. Dünyanın her yerinde bu zulümlere başkaldıran onurlu insanlar direnirken hala Müslümanım diye geçinen ülkeler İsrail ile ticaretlerine ve maddi olarak desteklerine devam etmektedirler.
En son olarak Mehmet emin yıldırım hocanın belirtmiş olduğu bir konuyu vurgulayarak yazımı sonlandırmak isterim. Aynen şöyle dedi : 57 tane islam ülkesinin toplanması real sociedad taraftarının yaptığı protesto kadar etkili olamamışsa, oturup bir düşünmeleri gerekir. Oraya gitmek için yaptıkları masrafları filistine bağışlasalardı daha faydalı bir iş yapmış olurlardı.. ALLAH herkese nasip etmiyor demek ki.
Bir ayetle bitirelim:
Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin. Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz hıristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü bunların içinde (insaflı) keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. Maide-82
