Cemil Turgut

ÜÇ GÜNLÜK DÜNYA İÇİN DEĞMEZ

Cemil Turgut

İnsan olarak hepimizin bu dünyada sonsuza kadar yaşamak gibi bir
arzusunun olduğu çok açık bir gerçektir. Onun içindir ki hiç birimiz
ölümü kendimize yakıştırmayız ve yaptığımız şeylerin yanımıza kar
kalacağını var sayarız. Oysa hakikat öyle değil. Zamanımız geldiğinde
mutlaka dünyayı terk edeceğiz.  O halde karşımızda böyle bir gerçek
varken rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun ifadesiyle fırıldak olmaya gerek
yok.

Yani esnaf isek insanları aldatmamalıyız. Tartıda, ürünün imalatında,
satışında hile yapmamalıyız. Ne yazık ki bazı esnaflarımız; tereyağına
bitkisel yağ, peynire nişasta, baharatlara yasaklı gıda boyası,
kırmızı ete at ve eşek atı karıştırma, bala şeker şurubu eklenmesi,
sucuklara sakatat ve kanatlı et eklenmesi, zeytinyağına bazı tohum
yağlarının karıştırılması gibi hileli üretim yapmaktan çekinmiyorlar.
Üç günlük dünya için değmez.

Bazı esnaflarımız ve marketler organik olmadığı halde ürünleri
organikmiş gibi etiketlendirerek yüksek fiyatlarla satışa sunuyorlar.
Yine bazı et ürünlerini helal kesim şartlarını yerine getirmedikleri
halde helal kesimdir diye etiketlendirerek satıyorlar. Fırın ve
pastane ürünlerinde son kullanım tarihi geçmiş, süt yumurta gibi
ürünleri kullanmaktan çekinmiyorlar. Üç günlük dünya için değmez.

Bizleri doğuran ve binbir çileyle büyüten yemeyip yediren annemizin,
babamızın; birlikte büyümekten büyük neşe duyduğumuz kardeşlerimizin
kıymetini onlar hayattayken bilmeliyiz. Onları, üzüp, kırdıktan ve
vefat ettikten sonra hayıflanmanın, üzülmenin pek de önemi kalmıyor.
Âcizane tavsiyemiz de annesi, babası yaşayanların onların kıymetini
bilmeleridir. Zira kendi evlatlarımız da bizim de kıymetimizi bilmez.
Üç günlük dünya için değmez.

Arkadaşlarımızı, dostumuzu, eşimizi, akrabamızı hiçbir şey için hele
siyaset ve özellikle parti için kırmamalıyız. Bazen af dilemek özür
dilemek için geriye dönmek de mümkün olmuyor. Üç günlük dünya için
değmez.

Başta komşuluk hakkı olmak üzere, öğretmenler öğrencilerin hakkına,
trafikte sürücülerin birbirinin hakkına,  ev sahibinin kiracının,
kiracının ise ev sahibinin hakkına girmemesi kısaca kimse kimsenin
hakkına girmemesi gerekmektedir. Üç günlük dünya için değmez.

Bir yerlere eleman alınırken kimsenin hakkı gasp edilmemelidir.
Özellikle belediyeler ve üniversiteler olmak üzere eleman alırken
birilerinin akrabası, yakını, arkadaşı gibi bazılarının hak gasp
edilerek tercih edilmemesi gerekir. Üç günlük dünya için değmez.

Hülasa rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun “bir saniyesine dahi hakim
olamadığımız dünya için bu kadar fırıldak olmanın alemi yok.”sözü
düsturumuz olmalı. Bu bağlamda ölüm hakikatini asla aklımızdan
çıkarmamalıyız. Böylece hakka, hukuka riayet ederek yaşadığımız hayatı
daha anlamlı yaşarız diyorum acizane. Zira üç günlük dünya için
değmez.

Yazarın Diğer Yazıları