Madencilik yapılan yerler ;madenlerin yerkabuğunda oluştuğu yerlerdir. Bir yerde maden var ise orada madencilik yapılır,yapılabilir. Diğer şekilde madencilik yapılabilmesi mümkün değildir.
Elazığ ‘ımız da da MADEN ismiyle öne çıkan bir ilçemiz var. Burada Bakır madeni işletmesi yıllardır yapılmaktadır. Bakır madeni işletmesi üretimi yapıldığı dönemlerde (ÇED= Çevresel Etki Dğerlendirmesi) ÇED kanunu çıkmamıştı. Madenlerin işletilmesi için çıkan kanunların çoğu 90 lı yıllarda başladı Çed raporu uygulamasına ise ikibin (2000) de başlanıldı. Tabi bunun birçok nedeni var. Madencilik yapılan alanlarda çevreye dikkat edilmeden üretim yapılması ,madencilik firmalarının sayısının artması, üretimin artması vb bunun gibi birkaç sebep daha ilave etmek elbette mümkün. Madencilik İlimizde ve Ülkemiz de neredeyse tamamı özel sektör tarafından yapılmaktadır. Batıdaki birkaç kömür işletmesi ile Balıkesir –Eskişehir sınırları içerisinde kalan BOR madeni ve türevleri devlet eliyle işletilmeye devam etmektedir.
Bir madeni işletmek için ,ruhsatının MAPEG den alınma süreci var. Arama sürecinde sahada küçük çaplı çevreye zararı olmayan çalışmalar yapıldıktan ve sahada olumlu rezerv (Madenin Yeterli Ekonomik varlığı) tespitinin yapılmasından sonra İşletme aşamasına geçilme süreci var. İşletme ruhsat aşamasında en önce Çevresel Etki Değerlendirmesi kısaca ÇED için başvuru yapılır. Bu aşamada ÇED Gerekli Değildir veya ÇED Kararı Olumlu olan maden ve mermer sahalarında diğer izinler için müracatlar ve süreç devam eder . ÇED süreci olumsuz olan maden ruhsatlarında hiçbir işlem yapılamaz. Madenin bulunduğu alanın orman,mera veya özel mülkiyet izinleri alınması için müracatlar ilgili bakanlıklara vasıtasıyla bölge müdürlüklerine yapılmaktadır. Mülkiyet izinleri alınan sahaların bulunduğu yerlerde GSM (İş Yeri Açma Belgesi) de alınınca MAPEG e bu evrakların tamamı ile müracat edilir. İşletme ruhsatının bir bölümüne veya tamamına İŞLETME İZNİ alınır . İşletme İzni alınan sahalarda ;çalışmalara işletmeye üretime başlanılabilir.
Madenler de üretim çalışmalarına başlaması ile birlikte çevreye etkisi de başlamaktadır. Bunun için çevre ile uyumlu çevreye zararı olmadan veya çevreye etkisi önemsiz olacak şekilde çalışılması gerekmektedir. Madencilik faaliyetlerinin çevreye etkisinin önemsiz olduğunu gösteren çok önemli projeler hayata geçilmiştir. Madenler alındıktan sonra o bölgenin iklim koşullarına uygun ağaçlar ile nasıl yeşertildiğini haberlerde veya sosyal medya aracılığı ile haberimiz olmuştur. ÇED kararı alındığında verilen taahütler ve yaptırımlar neler ise ona uyulduğunda hem madenler işlenilerek ekonomiye kazandırılır hem de doğaya yeniden kazandırılan alanlar ile yeni ve genç ormanlarımız olur. Bakımları yapılmış ormanlarımız olur..
Madencilik faaliyetleri sonrasında denetimlerin de etkili ve adil bir şekilde yapılması, adamcılık yapmadan kanunların verdiği yetki içerisinde çalışmaların denetlenmesi gerekmektedir. Çünkü madencilik olmaz ise hayatımız olmaz ,ormanlarımız doğal yaşam alanlarımız olmazsa hayat olmaz. Bu ikili birbirinden ayrı düşünmek imkansızdır. Hayatımızın her alanında madencilik faaliyetleri sonucu üretilmiş madenlerimiz vardır.
Yemek yediğimiz bir an düşünün .. Yemek masasında kullanılan tabaklar ,bardaklar kaşıklar,çatallar ince belli cam bardaklar içerisinde olmasını arzu ettiğimiz çaylarımız, kullandığımız ıslak mendillerin konulduğu malzemeler, peçetelerin bir kısmı .Yemeğimizi yerken masanın üzerinde ki baharatlıklarımızdan birisi olan TUZ bir madendir. Yemeğimize sağlık sorunu olmayanlar için tad verir. Hayatımız da maden olmasaydı iletişimin 7/24 olmasını sağlayan sürekli ayrılmaz parçamız gibi yanıbaşımız da ki telefonlar olabilir miy di? Her istedikleri olsuncuların (Lüks Yaşam Tutkunları) tükettikleri madenleri sorsanız ; günlük ne kadar maden kullandıklarını ,yaşamların da tüketimini yaptıkları madenleri saysanız şaşkınlıklarından küçük dillerini yutacaklarından eminim.
Madenlerin işletmeye alınması süreci ve sonrası artık çevreye duyarlı üretimlerin yapılmasını sağlamakla tüm madenciler sorumluluk sahibi olmalıdır. Geleceğimiz olan doğal yaşama etkilerini en aza indirgeyerek üretimlerimizi ,faaliyetlerimizi çalışmalarımızı ,planlamak zorlanmadan zorunda olmadan ; gönüllü olarak isteyerek yapmalıyız. Dışarıdan bakanlar bile bu duyarlılığı görebilmeliler. Madencilik ;çevresel etkileri en aza indirgeyerek yapılması gerekmektedir. Madencilik faaliyetlerini doğa katliamı gibi gösteren , sözüm ona çevrecilerin de gözüne batırma zamanı geldi de geçiyor.
Kalın Sağlıcakla