Mehmet Şağbanşua

Bayramlık Ağız.

Mehmet Şağbanşua

Bu ışıltılı hayatı inanın ben seçtim.

Derviş olmadığım için dövene elsiz,sövene dilsiz olmadım.

Çoklar içinde kaybolup gitmeyi değil farklı olmayı tercih ettim.

Farklı olup fark yaratmayı başardım sanıyorum.

Tek başına mücadele etmeyi bir türlü bırakmadım.

Vazgeçmeye niyetlendiğim o kadar çok zaman oldu ki.

Ama bir türlü vazgeçmedim.

Şimdi düşünüyorum da iyi ki vazgeçmemişim.

İyi ki eğilmemiş, iyi ki bükülmemişim.

Ya o kadar sıkıntıya boyun eğip kepenk kapatsaydım.

Ya benden bu kadar deyip köşeme çekilseydim.

Bu şehirde herkes susarken ben de sussaydım.

Birileri herkesi uyutacak varyete yapıp duracaktı.

Birileri algı yaratmaya, manüpilasyon yapmaya devam ediverecekti.

Bu şehirde kimse gerçekte neler olup bittiğini öğrenemeyecekti.

Biz bu diyarda yapılan yanlışları hep yazmışız.

Hem de yalansız yazmışız.

Şehrin gizlenen gerçeklerini açıklamışız.

Gündem oluşturmuş, gündem olmuşuz.

Sosyal medyadan feyk hesaplar üzerinden değil köşemizde yazmışız.

Manşete taşımış, haber yapmışız.

Hem de seçim döneminde konuşulanları aylar öncesinden yazmışız.

Seçim döneminde dile getirilenlerin ana kaynağı olmuşuz.

Parkları, yeşil alanları parselleyip sattığını biz yazmışız.

Apar topar yaptıkları imar planının iptal edildiğini biz yazmışız.

Alt yapı dediklerinin yağmur suyu sorununu çözmeyeceğini biz haykırmışız.

Bu şehrin gelecek 25 yılının ipotek altına alındığını biz yazmışız.

Elalem alt yapıyı hibe ile yaparken bu şehrin kredi ile yaptığını biz yazmışız.

Tarihinde en fazla arsa satıp en fazla borçlanan belediye başkanı olduğunu biz yazmışız.

Zengin çocuklarını işe aldığını biz yazmışız.

Bu şehrin Villa kente değil sosyal konuta ihtiyacı olduğunu biz yazmışız.

Şahsi egoları yüzünden yüzlerce sanayi esnafını mağdur ettiğini biz yazmışız.

Kanunsuz, kuralsız yapılan işleri bu şehirde sadece biz yazmışız.

40 derece sıcaklığındaki suyu ısıtmak için fındık kömürü aldıklarını biz yazmışız.

Bize kimseden kalmadı dediği arsaların kaldığını biz yazmışız.

Sayın Işıkver diyordu ya “Şehir susturulmuş”

İşte biz o susturulmuş şehrin haykıran sesi olduk.

Kör,sağır ve dilsiz olmadık.

Bununla da onur duyduk, gurur duyduk.

Şimdilerde bize o kadar yazdın da ne oldu diyenler.

Bu şehirde o kadar çok şey olduki aslında siz farkında değilsiniz.

Biz işimizi yaptık.

Gören gördü,duyan duydu.

Görmeyip duymayanlarada yapacak bişeyimiz yok.

Biz HEKİM de değiliz,DOKTOR da.

Biz işimizi yapmaya devam edeceğiz .

Esas kıyamet bundan sonra kopacak.

Yani anlayacağınız mevzu yeni başlayacak.

Sel taşkınlarına hazırlıklı olun.

Daha bayramlık ağzımı açmadım.

Karpuz kesip TAVUK lara kışt diyececeğimiz günlerde gelecek.

Mutlu Bayramlar...

Yazarın Diğer Yazıları