Prof. Dr. Mehmet Çavaş

AHLAKİ YOZLAŞMA!

Prof. Dr. Mehmet Çavaş

Türkiye, zengin kültürü, tarihsel birikimi, coğrafik yapısı ve genç nüfusu ile dikkat çeken önemli bir ülkedir. Ancak, son yıllarda toplumun her kesimini etkileyerek rahatsızlık oluşturan en önemli sorunlardan biri ahlaki yozlaşma olup sosyal yaşamı doğrudan etkilemektedir. Gelinen noktada, ahlaki yozlaşmayı tetikleyen birçok faktörün olduğu görülmektedir. Bu faktörlerden biri, eğitim sisteminde değerler eğitiminin ötelenerek ezbere dayalı ve başarı odaklı bir anlayışın benimsenmesidir. Diğer önemli bir faktör ise ekonomik şartlardır. Özellikle sosyoekonomik faktörler, bireylerin ahlaki değerlerden sapmalarına neden olmaktadır. Geçmişten bugüne ülkemizde yaşanan yolsuzluklar ve paylaşımdaki adaletsizlikler bu süreci tetiklemiş, birçok insanı kısa yoldan daha çok para kazanma hırsıyla ahlaki değerlerden uzaklaştırmıştır. Bir diğer faktör ise teknolojik gelişmelerin ve medyanın toplumsal etkisidir. Özellikle yazılı, görsel ve sosyal medya platformları üzerinden yapılan yayınlar ve paylaşılan içerikler, gençlerin değer yargılarını etkilemekte, gayrı ahlaki birçok davranışı normalleştirerek ahlaki yozlaşmaya neden olmaktadır. Bununla birlikte, siyasi kamplaşmalar ve toplumsal ayrışmalarda toplumu derinden etkileyerek temel ahlaki değerlere olan bağı zayıflatmaktadır. Yargının işleyişinde çoğu zaman haklının değil güçlünün haklı olduğu anlayışı, adaletin geç tecelli etmesi gibi hususlar, toplumun hukuk sistemine olan inancını ve güvenini sarsmakta ahlaki değerlerin yozlaşmasına neden olmaktadır. 

Diğer önemli bir faktör ise aile içi iletişim, aile içi şiddet ve geniş aile yapısından uzaklaşılmasıdır. Bu durum, bir taraftan çocukların aileden alması gereken temel ahlaki değerleri öğrenmelerini zorlaştırırken diğer taraftan da bireylerin sağlıklı bir şekilde sosyalleşmesini engellemektedir. Bu vb. birçok faktörün sebep olduğu ahlaki yozlaşma, sosyal yaşamı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyerek toplumsal barış ve huzuru bozmakta ve sosyal yaşama farklı şekillerde yansımaktadır. Bunların başında toplumsal güvenin zayıflamış olmasıdır ki bugün gelinen noktada kimsenin kimseye güvenmediği bir dönem yaşanmakta ve bu durum sosyal yapıyı bozarak suç oranlarında artışa neden olmaktadır. Diğer önemli bir etki, ekonomik kayıplar ve yatırım güvensizliğidir. Özellikle iş dünyasını ve ekonomiyi olumsuz etkileyen ahlaki yozlaşma, bir taraftan yolsuzluk, rüşvet gibi ahlaki sorunları ortaya çıkarırken diğer taraftan da ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Başka bir etki ise toplumsal ayrışmalar ve değer farklılıklarıdır. Ortaya çıkan ahlaki yozlaşma, toplumsal ayrışmaları tetiklemiş toplumun birlik ve beraberliğini bozarak kutuplaştırmıştır. Toplumsal etkileri dikkate alındığında, toplumun temel dinamiklerini olumsuz etkileyen ahlaki yozlaşmaya karşı mücadele edilmesi, ülkemizin bekası, güvenliği ve birlik beraberliği açısından önemlidir. Bu nedenle öncelikle eğitim sistemi, ahlaki değerleri esas alan yeni bir yaklaşım ile yeniden düzenlenmeli ve gençlere temel ahlaki değerlerin daha etkili bir şekilde verilmesinde aktif rol üstlenmelidir. Eğitim ile birlikte, medya ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek ahlaki değerlere dair farkındalığı artırmak için çeşitli çalışmalar yapmalı, toplumu bilinçlendirerek ahlaki yozlaşmanın olası sonuçlarını her platformda dile getirerek toplumsal uyanışa katkı sağlamalıdır. Ayrıca, aile içinde ahlaki değerlere odaklanan iletişimi güçlendirmek için ebeveynlere yönelik eğitim programları düzenlenmeli ve aile içi uyum ile temel ahlaki değerlere sahip nesillerin yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Bunlarla birlikte, güçlü ve etkili hukuki düzenlemeler yapılarak yolsuzluk ve ahlaki suistimaller ile mücadele daha etkin bir hale getirilmelidir. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar, sadece siyasi değil aynı zamanda ekonomik ve toplumsal istikrarı da sağlamalıdır. İstikrar, toplumun ahlaki değerlere olan bağını güçlendirirken aynı zamanda güven ortamı da oluşturmaktadır. Özellikle yönetimde, paylaşımda ve yargıda adaletin sağlanması, ahlaki değerlere olan bağlılığı artıracağı gibi toplumun farklı kesimleri arasındaki uyum ve dayanışmayı da güçlendirecektir. Bunun yansıra teknolojik gelişmelerin doğru yönlendirilmesi, ahlaki değerlere zarar veren içeriklerin kontrol altında tutularak teknoloji kullanımının etik ve ahlaki normlara uygun hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bütün bunlar ile birlikte, topluma sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve toplumsal sorumluluk bilinci aşılanmalı, özellikle iş dünyası ve siyaset kurumları başta olmak üzere kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri, ahlaki değerlere uygun sosyal projeler ve uygulamalar geliştirmelidir. Sonuç olarak ülkemizdeki ahlaki yozlaşma karmaşık ve çok katmanlı bir sorundur. Eğitim, farkındalık, aile içi iletişim, hukuki düzenlemeler ve siyasi istikrar gibi birçok faktör bir araya getirilerek bu problem çözülmelidir. Unutulmamalıdır ki ülkemiz köklü tarihi geçmişiyle, güçlü kültürel ve toplumsal yapısı ile temel ahlaki değerlerine sahip çıkacak ve muhafaza edecek potansiyele sahiptir…

 

Yazarın Diğer Yazıları