Turan Yıldız

'DOĞU TÜRKİSTAN'

Turan Yıldız

Sincan Uygur Özerk Bölgesi demeyiz, biz oraya “DOĞU TÜRKİSTAN” deriz

Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Uygur Türklerine yapılan zulümleri sık sık okuyorsunuz. Peki, ne derecede ciddiye alıyorsunuz? Dünya önemsiyor mu? Türkiye ne yapıyor? Türk Cumhuriyetleri bir şey dedi mi? Sınır komşuları olan, Kazaklar, Afganlar, Tacikler, Kırgızlar ya da Pakistan sahip çıktı mı? Ya da anlatılanlar yalan mı? Böyle bir şey yok mu?

Öncelikle son soruların cevabını vererek başlayayım. Kesinlikle Çin, Uygur Türklerini katletmekte ve tüm yaşam haklarını ellerinden almaktadır. İnsan Hakları İzleme Örgütünün raporunda, son 2 yılda Doğu Türkistan’da çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.

Çinli yetkililerin dünya kamuoyuna “eğitim kampı” dedikleri bu bölgeleri kimselere göstermiyorlar. Ne endişeleri varsa bu eğitim kamplarına Giriş Yasak. Bu kamplarda 3 milyon Uygur Türk’ünün olduğu tahmin ediliyor. Toplam Uygur nüfusun 8 milyon olduğunu belirtmekte fayda var. Buralar sizce sadece eğitim kampı mı?

Geçenlerde bir haber okudum ancak doğruluğunu teyit edemedim. Haber, Suudi Arabistan’daki zenginlerin ihtiyaç duyduğu organları bu kamplardan temin ettiğinden bahsediyordu. Bu da Suudların Çin’e destek veren 37 ülkeden biri olma sebebi ile de örtüşüyor aslında.

Çin’de Uygurlara yönelik uygulanan özel yasalar var. Mecburi kürtaj, zorunlu doğum kontrolü, başörtüsü ve çarşaf yasağı, ay yıldızlı kıyafet giyme yasağı, dini nikâh yasağı gibi. Ayrıca Çin Hükümeti nükleer denemelerini Doğu Türkistan sınırı içinde yapıyor.

2018 yaz aylarında Çin’e gitmiştim. Orada bir Azerbaycan Türk’ünün lokantasında yemek yerken garsonun biri ile sohbet ettik. İlk önce Azerbaycan Türk’ü olduğunu söyledi. Sohbet derinleşince ve bizim samimi olduğumuzu görünce aslında Uygur Türk’ü olduğunu ve kaçak olarak çalıştığını anlattı. Delikanlı Çin’in sistematik olarak Doğu Türkistan’da yaptığı zulümlerden kaçmış. Gidecek yerleri de yok maalesef.

Hal böyleyken bakalım dünya ne yapmış:

Amerika Temsilciler Meclisi 3 Aralık 2019 tarihinde Uygur Türkleri için bir yasa tasarısını meclisten geçirdi. Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara uygulanan baskı ve şiddetten sorumlu olan bazı Çinli yetkililere yaptırım uygulanması, gözetleme amaçlı kullanılabilen tüm ABD menşeli cihazların Çin'e satışının yasaklanması, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerinde rolü olan tüm Çinli yetkililerin isimlerinin 120 gün içinde Kongreye gönderilmesi gibi maddeler var.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke (Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç, Letonya, Litvanya, Estonya, Danimarka, Norveç, Kuzey İrlanda, Hollanda, İzlanda, Lüksemburg, İspanya, Avusturya, İrlanda, Belçika İsviçre), 11 Temmuz 2019'da, Çin'in Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel göz altıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.

Bunun üzerine 37 ülke, Çin’in Sincan’da Müslüman Uygur Türklerine yaptıklarına destek amaçlı bir mektubu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine gönderdi. (Suudi Arabistan, Rusya, Beyaz Rusya, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Venezuela, Küba, Belarus, Myanmar, Filipinler, Suriye, Pakistan, Umman Krallığı, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Bahreyn, Mısır, Cezayir, Nijerya, Angola, Togo, Tacikistan, Kuveyt, …). Sonra Çin’e destek açıklaması yapan bazı ülkelerle bu sayı maalesef 50’ye yükseldi.

Ne acı değil mi? Gâvurları anladım da Müslüman ülkeler Müslümana zulümde Çin’e destek oluyor. Sakın ha! kimse kalkıp da “efendim oraların yönetimleri böyle düşünüyor, halkı bizim yanımızda” demesin.

Biz ne yaptık, ülkemizdeki diğer aktörler süreçte ne yaptı?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1950’li yıllardan itibaren 1990’lara kadar Doğu Türkistanlılara kucak açtı.

Mesut Yılmaz Başbakanlığı döneminde çıkan 23 Aralık 1998 Tarih ve 1998/36 sayılı gizli başbakanlık Genelgesi ile Devlet memurlarının Doğu Türkistan’la ilgili toplantılara katılması, mesaj göndermesi ve toplantılarda Doğu Türkistan’ın Gökbayrağının asılması yasaklandı.

MHP lideri Devlet Bahçeli 2014 yılında Doğu Türkistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Urumçide bir dizi temaslarda bulundu. 2015 yılında attığı twette ise konuya olan hassasiyetini gösterdi. Bu twette “Herkes Kobani’yle yatıp kalkıyor, Nişantaşı’ndan Yüksekova’ya kadar önüne gelen Kobani’deki iki terörist grubun kapışmasını mesele ediyor. Doğu Türkistan’daki Çin zalimliğini kimseler konuşmuyor, ağzına dahi almıyor. Kobani’ye ağlayanlar, Kaşgar’a gülüyor ve zulme ortak oluyor” dedi.

Haziran 2015’de Dışişleri Bakanlığı “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygur Türklerinin oruç tutmalarının ve diğer ibadetlerini yerine getirmelerinin yasaklandığına dair haberler kamuoyumuzda üzüntüyle karşılanmıştır. Toprak bütünlüğüne, istikrarına, huzur ve güvenliğine önem atfettiğimiz Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen bahse konu haberlerden duyduğumuz derin kaygı Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisine de iletilmiştir” dedi.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek başkanlığında bir heyet Şubat 2019’da Urumçiye gitti. Vatan Partisi Çin Temsilcisi Adnan Akfırat; Uygur Bölgesi’nde Müslümanlara ya da İslam’a karşı bir baskı olmadığını söyledi. Gerekçe olarak da Camii ve insan sayısını oranladı. Oysaki 1942’de bölgedeki Uygur nüfusu %78 iken Çin’in asimilasyon ve demografik yapıyı bozma çalışmaları sonucunda şu anda Uygur nüfusu %42’dir. Rakamlara takla attıran bu zihniyet şer, nifak ve irin zihniyetidir.

Şubat 2019’da Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türk'ünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır değildir. Kamplarda alıkonmayan Uygurlar da büyük baskı altında bulunmaktadır. Yurtdışında yaşayan Uygur asıllı soydaş ve vatandaşlarımız bu bölgedeki akrabalarından haber alamamaktadır. Binlerce çocuk ebeveynlerinden uzaklaştırılmış, yetim kalmıştır. 21. yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkması ve Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır. Çin makamlarını, Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz" dedi.

Hüseyin Nihal ATSIZ’ın felsefesi:

"Irkdaşlarının yok edilmesine göz yuman bir millet zaten yok olmaya mahkûmdur ve buna layıktır" demektedir.

SONSÖZ

Ensar olduğunu iddia edenlerin ise, sadece Suriyelilerin muhacir olmadığını idrak etmesi ve aynı hassasiyeti MÜSLÜMAN UYGUR TÜRKLERİ'ne de göstermesi vicdanî, ahlâkî, insanî ve İslâmî bir sorumluluktur. Bu nedenle:

Ülkemize sığınmış tüm Doğu Türkistan'lı kardeşlerimize şartsız, koşulsuz vatandaşlık verilmelidir.

Bizler, tüm varlığımızla Doğu Türkistan'lı kardeşlerimizin sonuna kadar yanlarında olduğumuzu buradan haykırırken, devletimizin ise DOĞU TÜRKİSTAN ile ilgili olarak artık bir devlet politikası oluşturmasını bekliyoruz, talep ediyoruz.

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ DOĞU TÜRKİSTAN

 

 

Yazarın Diğer Yazıları