Depremzedelere yönelik olarak TOKİ tarafından imal edilen konutlar teslim edildikçe bazı yayın organları bu işi kutsal bir davanın hizmeti olarak algılayarak, yapılan konutları yağlama ve ballama faaliyetleri gerçekleştiriyorlar.
Efendim neymiş, "kerpiç evden lüks eve". Bak, bak, bak!
Güzel kardeşim kırk elli yıl öncesinin yapım tekniği, teknolojileri, kültürü bugün ile aynı mıydı?
Kırk elli yıl öncesinin ekonomisi böyle miydi?
Yıkılan 19 bin konutun kaç tanesi kerpiçti?
Hepimizin bildiği üzere şehrin yapılaşma kültürü 2000'li yılların başında değişmeye başladı. İnsanlar daha büyük evler ve daha büyük balkonlar ister oldu. Dolayısı ile 2000'li yılların başından bugüne kadar ilimizde yapılan konutları ve yeni oluşan mahalleleri analiz ettiğinizde evlerin çok büyük bir bölümünün minimum 3+1 ve minimum 150 metrekare imal edildiğini göreceksiniz.
Bu nedenle 2+1, balkonsuz ya da küçük balkonlu, 80-90 metrekarenin altındaki evler Elazığlılara
U Y M A Z.
Bu konuda şehrin son 20 yılda oluşan bir yapı kültürü var. İstediğiniz kadar zorlayın, yine de
O L M A Z.
Sizlere ilginç bir detay vereyim ve sizler de bu konuya biraz daha dikkat edin. Yapılan bu evleri öve öve bitiremeyip savunanlar, 200-250 metrekare; 4 ya da 5+1 evlerinin 50 metrekarelik balkonlarında kahvelerini yudumlarken yapıyorlar bu eylemi. Aslında hem de mağdurları aşağılayarak.
Nasıl mı?
TOKİ tarafından yapılan konutun metrekaresine, plansızlığına, oda sayısına, kura metoduna ya da herhangi bir şeyine itiraz eden vatandaşa linç kültürleri ile
Sanki sarayda oturuyordun şimdi bunu beğenmiyorsun…
Gözünüzü toprak doyursun, bu ne şükürsüzlük…
Bunu sana baban yapmazdı…
Vs, vs, vs…
TOKİ demek Recep Tayyip Erdoğan demek değildir. Yapılan yanlış imalatı savunmak zorunda değilsiniz, böyle bir mecburiyetiniz yok. TOKİ'nin başındakilerin, mimar ve mühendislerinin hataları yüzünden kimse Sayın Cumhurbaşkanını eleştirmez. Biraz rahat olun. Korkmayın bu kadar.
"TOKİ, şehrimizde 19 bin konutun yapım işine başladı, muazzam ötesi büyük bir iş, tebrik ederiz. Ancak projelerde yanlışlıklar, alanların belirlenmesinde hatalar var" diyebilseydiniz keşke. Belki o zaman TOKİ'nin atanmışları şapkalarını önlerine koyardı. Belki vatandaşlarımızın büyük bölümü mağdur olmazdı. Belki bizler size saygı duyardık. Belki, belki, belki…