İlimizdeki en büyük sorunun samimiyet sorunu olduğunu ciddi ciddi düşünmeye başladım. Bu sonuca nasıl vardığımı da aşağıdaki sorularıma vereceğiniz ve sadece kendi gözlemlerinize dayalı cevaplarınızla ulaşacağınızdan eminim.
Bakınız, ilimizde depremden sonra yaklaşık 20 bin konut yeniden inşa ediliyor. Her hanede ortalama dört kişinin yaşadığını kabul eder isek, yaklaşık 80 bin insanımızın 20-30 yıl yaşayacağı kalıcı konutlar bunlar. 80 bin insanımızın hayat standartlarını, yaşam konforunu 30 sene boyunca ilgilendiren bir mevzu. Öyle basit bir mesele değil.
Şimdi gelelim sorularımıza, aslında bu bir anket. Basit bir anket, sadece dört soru. Dört soruda samimiyet ve memnuniyet testi.
Soru 1: Yapılan konutların büyüklüğünden memnun musunuz?
Soru 2: Yapılan konutların oda sayıları ihtiyacınızı karşılıyor mu, memnun musunuz?
Soru 3: Yapılan konutların projelerinden ve konutların lokasyonlarından memnun musunuz?
Soru 4: Yapılan konutlar için belirlenen kura metodu sizce doğru mu, bu kura metodundan memnun musunuz?
Öncelikli olarak bu dört soruyu;
80 bin mağdura soralım. Sizce sonuç nedir?
Bence %80’i memnun değil.
Sonra bu dört soruyu sırası ile;
Mağdur olmayan siyasilere, mağdur olmayan STK başkanlarına, mağdur olmayan ilimiz bürokratlarına, mağdur olmayan ve devletten ihaleler alarak yaşamını sürdüren iş adamlarımıza, son olarak da mağdur olmayan basın mensuplarına soralım.
Bence %80’i memnun.
Bu sonuca tabi haybeye varmıyorum. Bu iş gruplarındaki arkadaşlarımızın televizyonlardaki konuşmalarını izliyoruz, gazetelerdeki açıklamalarını takip ediyoruz, sosyal medya paylaşımlarına bakıyoruz. Kanaatimizi de onlar oluşturuyor aslında.
Görüldüğü üzere Elazığ; “Kendi yaşamayacağı evden memnun olanların hüküm sürdüğü bir şehir” olmuş. Samimiyetsizlik de %80.
Saygılarımla.