Pandemi, deprem, doğal ya da yapay afatlar.
Başımızda bir sürü bela. Herkeste bir endişe bir telaş bir korku.
Geleceğimizden emin değiliz. Hatta öyle bir hal aldık ki halimizden memnun olmamakla birlikte mümkün olsa geleceğimizi gelmemesi için ikna etmeye çalışacak bir haldeyiz.
Harıl harıl çalışsa da hükümet, yapı ve bina ihtiyacımız o kadar çok ki sadece dualarımızla diyebiliyoruz Ya Rab sen ülkemize ver selamet. Bir an önce yetişsin inşaatlar ki depremzedelerin sırtına bir daha kopmasın kıyamet.
Ben tüm bu olumsuzluklar sonrası ülkemizin siyasette de, bürokraside de, elzem işlerde de çok beyin insanlarla, her türlü aksiyonu alan hızlı ve tecrübeli insanlarla yol almasını bekliyordum. Muhalefetin de hükümeti çalışmaya, zorlamaya motive etmesini umuyordum. Muhalefetimizin iktidara alternatif ya da tetikleyici güç olması için Meral teyze Kemal amca ve kaşara çıkmış isimlerden kurtulmasını arzu ediyordum.
Realite çok farklı gelişti. Hükümet seçim kazanarak eski gücünden fazlasına erişti MHP ve Bahçeli sorunların çözümüne ortak olmak yerine kommensalizimde gelişti. Ülkem siyasetçilerinde, bürokrasisinde hiç bir şey değişmedi. Hatta bana sorarsanız milletvekilliği eridi bitti.
Milletvekilleri artık gerçek anlamda millete vekil olma vasfını yitirdiler. Sadece iyi ve başarılı adımlarla şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasını sağlayabilirlerdi.
Yaklaşık bir ay önce İl Başkanımızın, İl Teşkilatımızın ve Milletvekillerimizin 2024 Belediye Başkanı adayımız hali hazırda Başkanımız olan Şahin Şerifoğulları’dır açıklaması, iki hafta kadar önce Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de 2024 Belediye Başkanı adayımız Şahin Şerifoğulları’dır deklarasyonu beni ürküttü.
Şahsi olarak Elazığ Belediyesini icraatta yetersiz ve düzeysiz buluyorum kendim ve hemşehrilerim için daha klas daha kaliteli bir şehir tahayyülüm var. Şahin Bey’i beğenmiyorum ama şehrimize baktığımızda benden farklı düşünen çok kişi var. Şahin Başkan beğenilip seviliyor. İcraatları karşılık buluyor. Toplumda ciddi bir al benisi var.
Bu şehrin bir sakini olarak benim ve ben gibi olumsuz duranların da, başkalarının da Başkanımızı beğenip seven insanlarında seçime eşit koşullarda aday adayı olabilmelerinin gerekliliğine inanıyorum.
Ak Parti’nin de bu bağlamda halk ve parti içi değerlendirmeleri sonucu liyakatta ve yetenekte yeterli, halk tarafından al benisi olan Başkan adayını seçeceğine inanmak istiyorum.
İl Başkanımızın ve Milletvekillerimizin bu yanlıştan dönmelerini kastlarının önümüzdeki seçimlerde aday adayı olacak insanlara kapıları kapatmak ya da göz dağı olmadığını açıklamalarını talep ediyorum.
Bakanımız da yanlış yapmıştır ama o yanlışı düzeltmek ya da dillendirebilmek beni aşar fakat İl Başkanımız, Milletvekillerimiz ve parti teşkilatımız bu yanlışta ısrarcı olurlarsa Elazığ’da Ak Parti kendi oluşturduğu küskünlerle seçimi kaybedecektir. Bundan emin olabilirler.
Ak Parti yönetimi ve vekillerimiz bu konseptte devam ederlerse 2024 Belediye seçimleri için Ak Parti aday adaylarında profil farklılaşacaktır. Bir kesim partiye yamanmak için aday olacaktır ve bu aday adayları seçmeni Ak Parti’den uzaklaştıracaklardır. Bir kesim de İl Başkanımıza ve Milletvekillerimize inat aday olacaklardır. Her türlü olumsuzlukta Ak Parti yönetiminin ve vekillerinin değişimini isteyeceklerdir. Aksi takdirde ya aktif siyaseti ya da Ak Partiyi noktalayacaklardır.
Milletvekili aday adaylıklarında yaşanan olumsuzluklar bir çok aday adayını Ak Parti’den kopma noktasına getirmiş ülkemizin olumsuz ahvali ve Reis sevgisi onları manen partiye bağlı tutmuştur ama Belediye seçimlerinde bu tarz haksızlıkların ciddi tepkiyle karşılanacağına inanıyorum.
Yukarıda da belirttiğim gibi sevilen ve beğenilen bir Belediye Başkanı, yerel basında hep övgü üstüne övgü, kanal 23 ve Fırat TV’de Başkanımızın gayretli çalışmaları neticesinde şehrimizin saymakla bitmeyen kazanımları, sürekli yeni projeler ve halkın gönül sevdası Ak Parti… Tüm bunlara rağmen şimdiden 2024 adayı deklaresi neyin telaşı neyin endişesi.