Ramazan Yıldırım

İSRAF EĞİTİM OLMAMALI

Ramazan Yıldırım

Halk olarak hiç bir zaman çoğulcu bir şekilde lay lay lom olmadık, Brezilya gibi coşkulu karnavallar yapmadık ama yine de keyfimizin gıcır ekonomimizin güzel olduğu zamanlarda bir parça afilli hayatlar sürdük. Şu sıralar sebebi her ne olursa olsun ister deprem ister kötü ekonomi yönetimi maddi  anlamda ciddi çöküşler yaşıyoruz.

İhaleci ve rantçı kesimi çıkarsak kimisinin geliri azalıyor kimisinin de geliri bir tık artarken giderler üç, beş, on tık yukarı tırmanıyor. Gün günü aratıyor. Vatandaş yarına daha fakir mi daha zengin mi uyanacağından emin değil ama daha acımasız daha zalim bir güne uyanacağından çok emin.

Mensubu olduğumuz dini islami fakir ya da zengin oluşumuza aldırmadan israfı haram kılmıştır. Hatta bir nehir kenarında otursak bile o nehrin suyunu israf edemeyeceğimiz söylenir. Müslüman toplumlarda her platformda her ortamda kocaman harflerle “ İSRAF HARAMDIR “ denir.

Ülkemizde 16 milyonu aşkın ilk, orta ve lise öğrencisi var. Bu öğrenciler bu gün sınıflarına girdiklerinde sıralarında ders kitapları hazır onları bekliyor olacak. İlk zamanlar bu olay gurur vermişti bana. Sonrasında sadece canımı sıktı. Gün geçtikçe de hayretlerle esef oluşturdu bende.

Okulun bu ilk gününde ilk okul öğretmenleri dergi, yardımcı kitap ve eğitim setleri isteyeceklerdir. Ben bunu mealen Milli Eğitimin kitapları yetersiz, Milli Eğitimin kitapları gereksiz diye okuyorum. Ey Milli Eğitim gerçekten senin kaynakların ve kitapların yetersiz ve gereksiz mi? Öğretmenler haklılarsa Milli Eğitim çok boş hatta bomboş. Öğretmenler haksızlarsa o zaman Milli Eğitim yanlış kişilerle çocuklarımızı sadece yanlış eğitebilir bu da Milli Eğitimin suçudur.

Öğrencilerine bizim gibi bedava kitap veren İsviçre bu yıl eğitimde dünyanın başarıdaki bir numarası oldu. Diyeceksiniz ki biz de aynı yoldayız hayır hayır maalesef farklı kulvardayız. 

İsviçre verdiği kitapları öğrencilere zimmetliyor. Biz zimmetsiz veriyoruz. İsviçre’de öğrenciler kitapları kirletmeden okula iade ediyorlar. İade edemedikleri kitabın bedelini ödüyorlar. Bizde kitaplar geri dönüşüme gidiyor. Hem ilime ve bilime o kadar saygısız bir gidiş ki emin olun insanın içi sızlıyor. Geçen sene kitapları geri dönüşüm için okula gönderdiğimizde görevli çocuklara merdiven altına atmalarını söylemiş. Çocuk ben atamam diyerek kapının önüne bırakmış.

Ayrıca son yıllarda değerli hocalarımızın tavsiyesiyle kitapların üstüne yazmak olmuş moda. Neymiş efendim öğrenci daha hızlı çözüm için bu metodu uygulamalıymış. Peki öyleyse neden İsviçre, Finlandiya ve benzeri ülkelerde böyle bir uygulama yok ve eğitimde bizden çok çok öndeler. 

Milli Eğitime ve öğretmenlerimize seslenmek istiyorum siz bu metotlarla öğrenci değil başına buyruk, had bilmez, canavar bir nesil yetiştiriyorsunuz. Çocuklarımıza ve gençlerimize yazık ediyorsunuz.

Depremler belimizi bükmüş ülkemiz yardım kampanyaları düzenlemiş, ebeveynler bir damımız olsun da başımızı sokalım arayışındayken biz bir yuva daha yapılsın demek yerine milyonlar liraları kitaplara gömüyoruz. Neden acaba?

Milli Eğitim ve öğretmenlerimizin izinde kitap ihalelerinden nemalanan bir avuç firma uğruna.

Muhalefet ölmüş zaten kendi cenazesini gömemiyor. Diyanet ve imamlarımız neden bu soruna bu kadar duyarsız bu kadar kör? Bu yaşananlar israf değil mi? İsraf haram değil mi? Bu ülkede reel bir soruna gerçekçi bir görüş beyan edilse kıyamet mi kopar?

Bu konuda söylenecek daha çok söz varda sözün fazlası da israf sayılacağından amaç hasıl olmuşken burda keseyim.

Bakanımız Mehmet Şimşek de ekonomik çöküşe engel olmak için bu konuyla alakadar olmalı.  

Milli Eğitimden ve Diyanetten ülkemiz bu kadar ekonomik zorluk içindeyken bari kitapları öğrencilere zimmetlemelerini, öğrencilerden kitapları yıpratmamalarını istemelerini talep ediyoruz. Milli Eğitime sesimizi duyuramasak bile depremzedelere ve evsizlere duyarlı bir müdürün böyle bir kampanyayla ülkemizde eğitsel bu israfa karşı bir kampanya yürütmesini yürekten arzu ediyoruz.

Milli Eğitim için bu bir sorumluluktur ama Diyanet için hem sorumluluk hem de bir farzın ayaklar altına alınmasını önlemektir. Bir bakıma farzdır yani.

İsrafsız bir eğitim öğretim dileklerimizle…

Yazarın Diğer Yazıları