Hayatta bazen insanın eline inanılmaz bir fırsat geçer. Çok az insan bu fırsatı değerlendirir. Ülkeler ve şehirler açısından da bu böyledir. Deprem hiç bir zaman istenen bir şey değildir ama çaplı her deprem o bölgenin yeniden yapılaşması oranın yeniden dizaynı için inanılmaz fırsattır.
Bizler maalesef 2020 depremi sonrası Gazi ve Hürriyet caddelerini Doğukent’e kadar uzatan muazzam bir cadde hatta bir birine paralel bir kaç cadde oluşturma iradesini gösteremeyerek Elazığ’ı buralarda ölmeye mahkum ettik.
Sadece Asri Mezarlığı büyüttük. Yani bu bölgede sadece ölülerin yerini genişlettik.
Milletvekillerimiz bu hafta Pertek Köprüsünün müjdesini verdiler. Ben bu köprünün yılmaz savunucusu olarak bu müjdeye çok sevindim. Bu köprü Elazığ’ın kuzey kısmıyla Pertek Tunceli’nin yanısıra Rusya Ukrayna Karadeniz Irak Suriye hattının ilimiz üzerinden canlanmasını sağlayacaktır.
Elazığ Ticaret Sanayi Odası Başkanı İdris Alan ticari her girişim için çok iştahlı çok gayretli çok azimli eminim bu konuda üstüne düşen her şeyi fazlasıyla yapacaktır. Yeterki Milletvekillerimiz ve Belediyemiz bu olaya biraz geniş perspektiften bakabilsinler. Elazığ bundan böyle bölgenin lojistik merkezi olacaktır. Bu da şehrimiz için çok önemli bir gelişme olacaktır. Elazığ stratejik jeopolitik konumuna kavuşacaktır.
Bu olaya da üstün körü bakılırsa bu köprü sadece bir yol güzergahı olarak kalacaktır.
Şehrimizin lojistik üs olması için öncelikle Belediyemizle Milletvekillerimiz kargolara bir yer ihdas edip kargoların dağıtım merkezini şehrimize taşıyabilmeliler. Ben bu yerin bu günkü Hayvan Pazarıyla Organize Sanayi arasında olması gerektiğine inanıyorum. Onlar daha iyi güzergah biliyorlarsa onlara da kabulüm.
İkincil olarak kamyon ve otobüs güzergahlarında planlı programlı yemek, dinlenme tesisleri ve petrol istasyonlarına yer verilmeli ama bu işletmelere bir üst standart şartı koyulmalı. Gerekirse bu standartlar için bu işletmelere bir destek sağlanmalı.
Yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz ekstra gayret ederlerse Demir yolu alanında da girişimde bulunmalılar.
Yöneticilerimizden istirhamımız bu gelişimi de heder etmesinler.
Yine şehrimiz bürokrasisinden ve Ticaret Sanayi Odamız Başkanından bir ricamız Maden’deki maden işletmesi için Cumhurbaşkanımıza gitsinler. Filyasyon tesislerini mümkünse Maden’e yapsınlar. Bir oldu bittiyle ilelebet bizi bu haktan mahrum tutmasınlar.
ALACAĞIMIZ OLSAYDI
Çok Konuşulanlar Programında bir espiri yapmıştı Hasan Can Kaya. Fırat Üniversitesi Bilgisayar Bölümüyle ilgili. Mezun bir bayanı tiğe almıştı abaküsle mi ders görüyordunuz diye?
O gün hem siyasetçilerimiz hem Fırat Üniversitesi hem Elazığ’ın tüm yılmaz savunucuları Hasan Can Kaya’ya yüklenmişlerdi. Hatta Fırat Üniversitesi dava açarak olayı hukuka taşıdığını ilan etmişti. Umarım davayı kazanırlar çünkü kazanamayacağı bir davayı açmak o bilim kurulunu da sorgulatır.
Halbuki Fırat Üniversitesi Teknofest sonrası Hasan Can Kaya’nın üniversitemizin tembel bir öğrencisi olduğu ve üniversitemizin Teknofestte aldığı birincilik ve üçüncülük ödüllerini konu eden kaliteli bir stand-up proğramı hazırlayıp Kültür Park yaz şenlikleri eşliğinde açık hava tiyatrosu biçiminde sunsalardı hem üniversitemiz meşhur olurdu hem şehrimiz stand-upa yüksek perdeden giriş yapardı.
Akıl ve zeka bireysel de kurumsal da olmalıdır. Bir şehrin siyasileri de üniversiteleri de toplumu galeyana getiren söylem ve eylemlerden kaçınmalılar. Savunma duygusuyla saldırıya geçmemeliler.
